Nurlar içinde yatsın, Kazım Baba "Seni bugün bir 4 Temmuz
kutlamasına götüreceğim" demişti, Los Angeles'ta.. Öğleye doğru
gittik.. Bir bahçeli ev.. Daha dış kapısında kırmızı, mavi, beyaz..
Balonlar, kağıt süsler, bayraklar.. "Kutlu olsun" yazıları.. Evi de
bahçeyi de donatmışlar.. Bahçede iki yan evi ve onların bahçelerini
de gördüm.. Ayni mavi, kırmızı, beyazlar.. Ayni bayraklar,
pankartlar.. Los Angeles'ta hemen her ev öyle zaten.. Mavi,
kırmızı, beyaz..
Bütün bahçelerde mangallar yakılmış.. Nasıl bir coşku, nasıl bir
keyif..
4 Temmuz Amerika'nın Kurtuluş Günü.. Milli Bayram..
Bir ara "Caddeye çıkalım" dediler.. Çıktık ki, bir geçit.. Los
Angeles'ta ne kadar orta lise varsa, önde boru, trampet, bando
takımları.. Harika kıyafetlerle öğrenciler yürüyor.. Geçerken de
yürüyüş numaraları, şovlar.. Bir saat seyrettik, döndük, geçit hala
devam ediyordu.. Kazım "Akşama kadar sürer" dedi.
New York'ta bir 4 Temmuz yaşadım.. O ünlü heykel var ya, Özgürlük
Heykeli.. Onun arkasında tam 2 saat süren bir havai fişek
gösterisi.. Ben böyle bir şov görmedim hayatımda.. Dünyaca ünlü
Sydney'dekiler dahil.. Sabahtan yaşamaya başlamıştı New York halkı,
4 Temmuz'u.. Battery Park'ta aralarına katıldım, saatlerce..
Siyahı, beyazı, çekik gözlüsü, Latin'i.. Dünyada kaç ırk, kaç
millet varsa hepsi orda.. "America" diye bir şarkı söyleyişleri
var, hep birden, hala gözlerimin önünde.. Millet böyle olunuyor
işte..
Nurlar içinde yatsın, kuzen Ahmet'e (Kışlalı) gitmiştim bir 14
temmuz'da.. Paris'in uzak banliyösündeydi evi.. "Bugün 14 temmuz,
Paris'i yaşaman lazım" dedi.. İndik şehre.. Yaşadık.. Nasıl bir
coşku, nasıl bir şölen havası.. Caddelerde, sokaklarda, evlerde,
camlarda, balkonlarda..