Seçim gecesinden beri ekranlarda dinliyor, gazetelerde okuyorum.
En önemli konu, sonuçları bambaşka yapan en büyük etken, HDP'nin
barajı aşması.. Nasıl aştı, HDP Barajı?.
Hemen herkesin düşüncesi ayni.. Hatta bu konuda ilk açıklamayı,
bizzat HDP'liler, Sırrı Süreyya Önder ve ardından eş
Başkanları Selahattin Demirtaş'la yaptılar ve kabul
ettiler..
"Emanet oylarla.." Yani aslında başka partiyi destekleyenler,
bu seçimlik oylarını HDP'ye emanet ettiler ki, barajı geçsin..
O başka partililer, ki içlerinde tam HDP'nin tam karşısında olan
MHP'liler bile var, niye HDP barajı aşsın diye oylarını
akıllarından bile geçmeyecek bir partiye verdiler?.
Ekranların ve sayfaların yorumcuları, hemen ayni şeyleri
söylediler, bu soruya yanıt olarak.. Çünkü ortak bir noktaları
vardı.. Hani "Asgari müşterek" dediğimiz..
Ortak noktaları, AKP'nin Anayasa'yı değiştirecek, Başkanlık
sistemini getirecek bir çoğunluğa sahip olmamasıydı.. Ortak hedefin
gerçekleşmesi için kendi partilerinden başkasına dahi oy vermeyi
kabullendiler.
Seçim, hiç bir partiye tek başına iktidar şansı vermedi. Bugün,
hükümet kurulmasının iki yolu var..
Koalisyon, ya da bir çeşit gizli koalisyon denebilecek, Azınlık
Hükümeti..
HDP'nin emanet oylarla barajı aştığını söyleyen ve yazan ayni
yorumcular, bu defa "Mümkün değil" demeye başladılar. "Koalisyon
mümkün değil!."
Niye mümkün olmadığını da anlattılar da anlattılar..
HDP'ye barajı aştırmak için uzlaşanların, iktidara gelmek için
uzlaşmaları mümkün değilmiş.. Mantığa bakar mısınız?.
Koalisyon mümkün olmazsa, tek partiyi iktidar yapacak bir sonuç
çıkana dek, sandığa gidilir.
O tek parti hangisi olur sizce, eninde onunda, bugünkü tabloya
bakarsak?.