En sessiz olmak zorundalar.. Çünkü üzerinde oldukları enkazın altında insanlar var.. Canlı mı, ölü mü belli olmayan insanlar.. Ve onlara, hele canlı olanlara ulaşmanın en önemli yolu ses duymak.. Minnacık bir ses bir hayat kurtarabilir. Öyle kritik..
Biz Ankara'da, yüzlerce kilometre ötede, enkaz başında gibiyiz.. Ama gibi olmayanlar var. Elazığ'da o enkazın başında bekleyenler.. Çaresiz bekleyenler.. En sevdiklerini, ana babalarını, çocuklarını, kardeşlerini giderek azalan, ama hiç yitmeyen, bitmeyen ümidin zerresine bağlanıp bekleyenler..
Onları düşündünüz mü?.
Onları derken, enkazın altında canlı, yaralı, aç susuz, giderek halsizleşerek, giderek uyku bastırarak bekleyenleri düşündünüz mü hiç?.