"26 yaşındaki oğlum kumar sitelerinin tuzağına düşmüş şu an
psikiyatri tedavisi görüyor. Bu konu üzerinde ısrarla durduğunuz
için teşekkür ederim.
Mücadeleniz sayesinde umarım daha bir çok genç bu belaya
bulaşmaz.
Bu konu üzerinde ısrarla durmanızı rica ediyorum." Bana çeşitli
yollarla gelen yığınla okur mektuplarının birinden bu
satırlar..
Okudunuz... Devlet de okusun tabii..
Tüzel Devlet değil tabii.. O tüzel kişiliği temsilen yetkili
Yürütme Koltuklarında oturanlar okusunlar, bi zahmet!.
Bu mücadeleme, ilgili bakanlıklar, İç İşleri, Adalet, Ulaştırma ve
İletişim ve Gümrük ve Ticaret Bakanlıkları ve tümünün, benim
vergilerimle yıllardır maaş alan ve beslenen Basın Bürolarından tek
satır yanıt gelmedi.
Sonunda, "Bilişim Teknolojileri Kurumu"nu da (BTK) konuya dahil
edip 28 Nisan tarihli yazımda sorunca, Daire Başkanlığından ses
çıktı.
Tam beş sayfa yazmışlar.. Bu işi neden yapamadıklarını anlatmak
için beş sayfa..
Alay eder gibi..
Bir defa lafa alay eder gibi girmişler.
"Ben cebime yağan mafya mesajlarından şikayetçi imişim." Oysa, bu
BTK, sadece hizmet aldığım Elektronik şirketlerle (Mesela
Turkcell'le) ilgili sorunlarıma bakarmış.
Bunun dışındaki tüm ticari mal ve hizmetler veren şirketlerle
ilgili şikayetlerimin sorumlusu yasa gereği Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı imiş. Yani muhatabım değillermiş, iyi mi?.
"Bu ülkede kumar yasak..
İzinsiz mesaj göndermek yasak.
Sanal kumar mafyası, yasak reklam yolu ile ceplerimize dalıyor.
Yasak kumarı her türlüsü ile oynatarak ailelerin yıkılmasına sebep
oluyor" demem, "Efendim cebime istemim dışında mesaj geliyor.
Rahatsız oluyorum, engelleyin" basitliğine nasıl indirgenmiş..
Dahası bir acıklı itiraf..
Efendim, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ya, izinsiz mesajların
yollanmasından sorumlu ya.. Başvurular artınca, Bilişim
Teknolojileri Kurumu'na "Biz çözemiyoruz. Teknik bilgimiz yetmiyor,
yardım edin" demiş..