Babam Dale Carnegie hayranıydı.
Hemen her kitabını alırdı.. Biz de okurduk tabii..
Amerikalı yazar ve öğreticiydi. Ün kazanan kurslarında kendini
geliştirmeyi, satıcılığı, kurumsallaşmayı, halk önünde konuşmayı
kişisel yetenekleri geliştirmeyi, liderliği öğretirdi.
1936'da yazdığı ilk kitap best seller olmuştu. Hala da satıyor..
Babamın ilk Carnegie kitabı da oydu..
"Dost Kazanma ve İş Başarma Sanatı."
En sevdiğim, "Üzüntüyü Bırak, Yaşamaya Bak" olmuştu, o ayrı.
Dost Kazanma Sanatı'nı kaç defa okudum bilmem, ama öğrenmediğim
kesin..
Çünkü "Dost kaybetme"nin yolunu adım gibi biliyor, ama vaz
geçemiyorum..
Hele bu meslekte eleştirmeyeceksin.. "Dost acı söyler"e inanma..
Asıl dostun o olduğuna bakmaz, selamı sabahı keserler.. Çünkü
ülkemde asıl geçerli olan "Doğru söyleyenin dokuz köyden
kovulması"dır..
Ama ne yapalım.. Bende hastalık.
Kafamdakini söylüyorum. Giden gidiyor..
Kendimi teselli ediyorum.. "Boş ver. O zaten gerçek dost değilmiş.
Yüzüne gülüyormuş ki, hakkında iyi yazasın.."
Haber kanallarının feci halini yazıyorum..
Dost kaybede ede yazıyorum.. Selam yok..
Arama yok.. Yolda karşılaşsak, karşı kaldırıma geçiyorlar..
Ne yapalım..
Dün akşam üzeri eve geldim.. İlk işim haber kanallarını dönmek olur
ya.. Kırmızı bir alt yazı varsa, yeni, önemli bir şey vardır.. "Et
fiyatları (!)" gibi.. Yoksa gerisi palavra.. Sabah gazetelerinden
alınmış bayat ve rastgele seçilmiş haberler..
NTV'yi açtım ki, Simge.. Benim sevgili arkadaşım, kardeşim
Fıstıkoğlu.. HaberTurk'te ziyan etmişlerdi kızı, bir takım
kompleksliler. NTV'ye geçmesine çok sevindim.
Spor Akşamı programı başlıyormuş da, anons yapıyor.. "Bugün size
sadece futbolla değil, bütün sporlarla ilgili haberlerimiz var"
deyince, kumandayı bıraktım, koltuğa yaslandım.. "Güzeelll"
diyerek.. "Mesela nedir diyorsanız" diye devam etti Simge..
..ve örnekleri verdi.. Arkasında fonda resimler var.. Birer birer..
Aziz Yıldırım. Dursun Özbek.. Fikret Orman.. Özet verdi Simge.. "Üç
futbol haberi.. Üç büyüklerin başkanlarından.."
Sonra haberlere geçtik. Üç palavra, şişirme, baştan savma
haber..
En yenisi Aziz Yıldırım 45 gün ceza almış.. Yahu koca spor servisi
var orda.. Oturup ajanstan gelen haberi bi gıdım geliştirsene.. Bu
Aziz'in 17 yılda aldığı kaçıncı ceza.. Aldığı cezaların toplamı kaç
yıl, kaç ay olmuş?.
Aziz bu cezaları ipliyor mu?. Elde cep telefonu.. Ulaş adama..
"Size 45 gün, Dursun Beye beraat.. Nedir bu" diye sorsana..
Haberine izleyenin, ilk gördüğüne "NTV'de dinledim, biliyor musun"
dedirtecek bir renk, bir yenilik, tek bir yeni, özel unsur
katsana.. Geçiniz. Kim uğraşacak.. Soran mı var ki?.
Sonra üç futbol haberi daha.. Arşiv görüntülü, naftalin kokulu..
Sabah bütün gazetelerde olan Mustafa Denizli'nin 24 saat önce
söyledikleri mesela.. Yahu Denizli'nin kendisi dahil, koca
Galatasaray'da o konuda konuşacak, bayat haberi güncelleştirecek
bir telefonu çevirmekten de mi acizsiniz?. Ona da mı
üşeniyorsunuz?.
Üç büyükler bitti. Bizden haberler de bitti.
Bundesliga haberleri geldi. Bayat.. Eski.. Liverpool seyircisinin
bilet fiyatlarına itirazı geldi.. Hala futbol.. Ve de bizim millet
de en çok Liverpool'da biletleri merak ediyor ya..
O da bitti.. Yarım saattir futbol izliyoruz, artık sıra başka spora
gelir.. Öyle dedi ya en başta Simge..
Sıradaki haber "Paris Saint Germaine hocası ile sözleşmesini iki
yıl uzatmış.."
Çevirdim TRT Müziği, sinirlerim yatışsın diye..
Simge'ye de kızamadım.. Bu oyunlara gelmediği, kafa tuttuğu için
HaberTurk'te barınamadı kız..