Eğer bu ülkede bir "Spor Bakanı" varsa, bugün yapılacak Lucescu töreni derhal iptal edilir ve Türkiye'ye söven adamı Türk Milli Takımı'nın başına getirme rezaletini işleyen Yıldırım Demirören de (Beşiktaş'ı da batırmıştı hatırlayın) derhal kovulur.
Futbol Federasyonu özerk bir kurum. Ama yasal olarak, Spor Bakanı'nın özerk federasyonlar üzerinde "İdari vesayet" hakkı var.. Bu "Denetim ve gözetim" demek. Bu da, "Gereğinde kurum yönetimini feshetmek ve yeni seçime gitmek hakkı" demektir ve tekrar ediyorum, varsa bu ülkede bir Spor Bakanı, bu yetkisini derhal, hemen, şu an kullanmalıdır. O imza töreni yapılmadan..
Eylüldeki kritik maçlar için vakit mi dar?. Bu ülkede yüzlerce kurum Kayyum'la yönetiliyor. Futbolu da bu dört maç bitene dek Kayyum'a verir ve bu rezaleti temizlersiniz.
Yıldırım Demirören'in Türkiye Futbol Federasyonu iki Başkan Vekili'ni Lucescu denen ülkeme söven adamın ayağına yollaması yüz karası bir eylemdir. Ülkeme hakaret eden adamı ülkemin bayrağını taşıyan takımın başına getirmek ise, akıl almaz bir skandal, bir ulusal utançtır.
Ne var ki, 14 yıldır Lucescu'nun menecerinin maaşlı kalemleri gibi yayın yapan medyam durumdan memnun.. En başta benim gazetem.
Ajansların her gazeteye geçtiği haberin bile kupürünü dün basıp "Biz 'Lucescu geliyor' diye haber vermiştik" diye patronlara mektup yazan spor sayfamız, hem de bu gazetenin ve ülkenin en önemli spor yazarlarından Rıdvan Dilmen'in haber alınır alınmaz NTV Spora yaptığı açıklamadan kelime söz etmiyor. Oysa yıllardan beri Rıdvan'ın NTV'de "Yüzde 100 Futbol" adlı programda yaptığı her konuşmayı maç eleştirisi gibi televizyondan alıp sayfaya koyanlar onlar. Bu defa hem de birinci sayfa manşeti olacak kadar ağır, o ölçüde de haklı konuşan Rıdvan'ın sözleri neden yok, bir söylesinler bakalım?.
Onların koymadığı Rıdvan Dilmen konuşmasını şimdi burda okuyun lütfen!.
"Ercan Taner başta bütün arkadaşlarımı dinledim. Romanya televizyonu gibiyiz maşallah. Ben ırkçı bir insan değilim. Bütün ülkelerin vatandaşları benim için insandır. Mircea Lucescu deneyimli ve başarılı bir teknik adamdır. Dört maç için Türk futbolunun başına gelmesi de doğaldır. Türkiye Milli Takımı'nda da başarılı olabilir. Bunu antrenörlük olarak söylüyorum.
Ama Türk futbolu açısından düşündüğümüz zaman başındaki kişi ve tüm teknik adamlar, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne gidip atsınlar kendilerini. Koskoca 81 milyon nüfuslu ve futbol ekonomisi dünya çapında olmuş bir ülkede, 13- 14 yıldır, her kulübe antrenör lazım olduğunda Lucescu'dan başkası düşünülmüyorsa ve sonunda Milli Takımın başına Lucescu getiriliyorsa, bugün bu olay Türk futbolunun federasyon ve antrenör olarak bitişidir.
14-15 Temmuz gecesi Fatih Hoca olayları oldu. Bugün ayın kaçı?. 2 Ağustos mu?. 19 gün önce Lucescu desenize.. Koskoca Şenol Güneş.. Onunla konuşuyorsunuz. Sonra koskoca Galatasaray kulübü Başkanı Dursun Özbek.. Dün daha uçakla gidiyor, Lucescu'ya.. Koskoca Galatasaray'da, tabii Milli Takımımızda en büyük mertebeyi Lucescu güya reddediyor.
Oysa dün Lucescu Milli Takım Teknik Direktörü imiş zaten. Aslında Lucescu'nun isminin 15 gün önceden belli olduğu bugün anlaşıldı. Madem öyle açıklasanıza bunu önceden... Hem diğer teknik adamlar rahatlar hem de Galatasaray Başkanı Dursun Özbek boşuna Ukrayna'ya gitmezdi. Koskoca Galatasaray başkanı, Lucescu için 5 saat boşuna gidip, gelmiş.
Galatasaray Türk bir çalıştırıcı bulamıyor Lucescu'ya gidiyor. Türkiye Futbol Federasyonu sadece Şenol Güneş ile görüşüyor. Olmuyor. Başka Türk teknik direktöre gitmiyorlar. Bugün Abdullah Avcı, Rıza Çalımbay, Aykut Kocaman, Mustafa Denizli ve diğer nice Türk teknik adamın ismi eğer Milli Takım için geçmiyorsa, tüm Türk teknik direktörler 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nden kendilerini atsınlar.
Dünyada hiçbir ülke milli takımı yabancı bir teknik direktör ile Dünya Şampiyonluğu yaşamamıştır.
Benim için Dünya Kupası'na gitmek, gitmemek önemli değil..
Türk futbolunun geleceğine dinamit attığı için Türkiye Futbol Federasyonu'nu tebrik ediyorum. 15 gündür milletin aklı ile oynadıkları için de ayrıca tebrik ediyorum."