Hıncal Uluç Sabah Gazetesi

En güzel tatil, aileyle ve dostlarla..

"Tatilde ne yapıyorsun, nereye gidiyorsun" diyorlar... "İstanbul'dayım" diyorum.. "Tatildeki İstanbul kadar güzel İstanbul var mı?. Bütün yollar, bütün otoparklar benim. En fazla 40-45 dakikada İstanbul'un gitmediğim yeri yok.....

22 Temmuz 2018 | 309 okunma

"Tatilde ne yapıyorsun, nereye gidiyorsun" diyorlar... "İstanbul'dayım" diyorum.. "Tatildeki İstanbul kadar güzel İstanbul var mı?. Bütün yollar, bütün otoparklar benim. En fazla 40-45 dakikada İstanbul'un gitmediğim yeri yok.. Dünya güzeli kentimin keyfini çıkarıyorum, sinirlenmeden, köpürmeden!."
Hele bir de ailem İstanbul'dayken..

***

Ben denizi, güneşi sevmem. Yanmayı sevmem. Sıcağı sevmem.. Benim için tatil gecelerine bakar.. Tüm günü klimalı bir otel, tatil köyü lobisinde geçirdikten sonra, gece oraya gittiğime değecek bir festival olmalı ki, bir hafta, üç hafta o yörede tatil yapayım..
1980 yılında İstanbul'a taşındığımda Çeşme ve Marmaris'te festivaller vardı.
Çeşme'de Ahmet San ve Mustafa Oğuz'un düzenledikleri, bu ülkede hâlâ benzeri yapılamayan Pop Festivali.. İstanbul'dan Egemen Bostancı'nın muhteşem şovları.. Sezen Aksu, Nükhet Duru, Ajda Pekkan, Emel Sayın.. Dünyadan o yılın en liste başı vedetleri kimse onlar..
Sting!. Police.. Boney M.. Grace Jones.. Aklınıza kim gelirse.. Önce Çeşme Kalesi antik tiyatrosundaydı. Yetmedi. Açık Hava Tiyatrosu inşa ettiler.
Festival başlar giderdim. Ilıca'da o zaman Sheraton yoktu. Emekli Sandığı'nın Turban oteli vardı. Orda kalırdım. Ya da Mustafa Hocamlarda..
(Denizli)
Harika keyifli günler geceler yaşardık. Gece bu ülkenin ilk ve hala benzersiz açık hava diskosu 9.5'ta olurduk.. Ahmet San yaratmıştı. Tüm o dünya vedetleri de şovlarından sonra orda sabahlarlardı. Öğle yemeklerinde Ilıca Altın Kapı'ya giderdik ki, yanımızda bir dünya ünlüsü yemek yiyor.
O festivali bir züppe belediye başkanı katletti. "Ben halkımın parasını burjuva keyfi için harcamam" dedi. Festivalle, Çeşme de bitti.
Marmaris'te "Müzik ve Tekstil Festivali!."
Işık Biren Amiralim.. Gündüzleri en ünlü markaların defileleri.. Geceleri harika konserler.. O festivali de sürdüremediler..
Avni Tolunay Antalya Film Festivali'ni başlattı. Fevkalade popüler, fevkalade cazip bir halk festivaliydi. Gündüzleri kent sokaklarında harika şovlar.. Geceleri film gösterileri.. Yerli yabancı yığınla yıldız, festival kortejlerinde.. Geceleri galalarda.. Gene geceleri Aspendos'ta yerli, yabancı starlardan harika konserler..
Antalya'ya başladım. Antalya Film Festivali zamanla çöktü. Çünkü hiç kimsenin izlemediği filmlerin yarıştığı bir entel dantel olaya dönüştürdüler.
Ödül gecesini üst para vererek dahi yayınlatamaz oldular. Bitti.. Hala da kurtaramadılar.
Buna karşılık Devlet Opera ve Bale Genel Müdürlüğü Apendos'ta festivale başladı..
Dünyanın dört bir yanından harika solistler, opera ve bale gurupları geldiler.. Açılışı Devlet, ya da Hükumet Başkanı yapardı. Hele Süleyman Demirel öyle erkanla gelirdi ki, festivale adım atmayan kent valisi ve belediye başkanı da mecbur olur, koşardı, Aspendos'a.. Mustafa Erdoğan'ın yönettiği yıllar, zirve yaptı.. Ne yazık ki, Antalya sahillerini boydan boya kaplayan oteller ve tatil köyleri festivale destek değil, köstek oldular. Çünkü "Her şey dahil" sistemi içinde kimsenin kapı dışarı çıkmasını istemiyorlardı.
Ne Belediye, ne Turizm Bakanlığı, ne de Türkiye Seyahat Acentaları Birliği zerre el uzatmadı. Buna rağmen programlar öyle harika oluyordu ki, Aspendos doluyordu.
Sonra hele de Selman Ada nam zat işin başına geçince Aspendos tüm cazibesini kaybetti. Ben de tatillerimi Bodrum'a kaydırdım.
Çünkü orada iki muhteşem festival başlamıştı.. "Turgut Reis D. Marin Müzik" ve "Bodrum Kalesi Bale.."
İkisi de tıklım tıklım dolu oluyordu. Hadi Kale içine 1500 kişi toplamak neyse.. Ama D.Marin'de 5 bin, 7 bin, hatta 10 bin kişi gördüğümü hatırlıyorum.
Özellikle D.Marin Dünya Çapında bir festival olma yolunda ilerlerken, Doğuş Gurubu birden ve aklımın almadığı şekilde frene bastı. Bütçeyi iyice kıstılar. Fstivali iyice kısalttılar ve küçülttüler.
Evin Hocamı (İlyasoğlu) okudum Cumhuriyet'te.. Belli kendini çok zorlayarak bu mikroskobik olaya da sahip olmaya çalışıyor..
Ölçüm şu hocam!.
"Bu Festivalin hangi etkinliği için insanlar, Amerika'dan, İngiltere, Fransa, Almanya, hatta Rusya, geçtik, İstanbul'dan gelirler?.
Öyle bir program yapacaksın ki, insanlar kıştan en az bir haftalık yerlerini ayırtacaklar..
Bu "Yeni" Doğuş festivali zaten Bodrum'da olanlar için üç günlük bir eğlencelik.. Yani kimse kızmasın, alınmasın, kabak çekirdeği.. Orda olanlar, Rengim Gökmen şefliğinde Cumhurbaşkanlığı Senfoni'nin Açılış Konseri'ni (4 Ağustos) kaçırmasın. Solist de dünyaca ünlü tenor ve de ne yazık ki, Opera ve Bale Genel Müdürümüz Murat Karahan..
Niye "Ne yazık" dedim..
Çünkü Murat dünyanın en büyük operalarının paylaşamadığı bir tenor. Türkiye'de olamıyor bile..
Sonuç..
Bugün temmuzun 22'si, Yani sezonun yarısını da geçtik. Girin.. Devlet Opera ve Balesi resmi sitesine..
Bodrum Bale Festivali programı ancak bir hafta önce belli oldu. Oysa kıştan, millet daha yaz programını yapmadan belli olmalı ki, siz de ona göre tatil planlayasınız.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
En güzel manzara... İnsan!.. 23 Kasım 2022 | 4.132 Okunma Türk ve Norveç Halk Müziği’nde ortak noktalar!.. 24 Nisan 2022 | 300 Okunma Bugün için yazmak içimden gelmedi, inanın!.. 23 Nisan 2022 | 618 Okunma Domenec Torrent, hoca moca değil!.. 22 Nisan 2022 | 377 Okunma Pitbull dehşeti ve verilen komik ceza!.. 21 Nisan 2022 | 268 Okunma