"Tatilde ne yapıyorsun, nereye gidiyorsun" diyorlar...
"İstanbul'dayım" diyorum.. "Tatildeki İstanbul kadar güzel İstanbul
var mı?. Bütün yollar, bütün otoparklar benim. En fazla 40-45
dakikada İstanbul'un gitmediğim yeri yok.. Dünya güzeli kentimin
keyfini çıkarıyorum, sinirlenmeden, köpürmeden!."
Hele bir de ailem İstanbul'dayken..
Ben denizi, güneşi sevmem. Yanmayı sevmem. Sıcağı sevmem.. Benim
için tatil gecelerine bakar.. Tüm günü klimalı bir otel, tatil köyü
lobisinde geçirdikten sonra, gece oraya gittiğime değecek bir
festival olmalı ki, bir hafta, üç hafta o yörede tatil
yapayım..
1980 yılında İstanbul'a taşındığımda Çeşme ve Marmaris'te
festivaller vardı.
Çeşme'de Ahmet San ve Mustafa Oğuz'un düzenledikleri, bu ülkede
hâlâ benzeri yapılamayan Pop Festivali.. İstanbul'dan Egemen
Bostancı'nın muhteşem şovları.. Sezen Aksu, Nükhet Duru, Ajda
Pekkan, Emel Sayın.. Dünyadan o yılın en liste başı vedetleri kimse
onlar..
Sting!. Police.. Boney M.. Grace Jones.. Aklınıza kim gelirse..
Önce Çeşme Kalesi antik tiyatrosundaydı. Yetmedi. Açık Hava
Tiyatrosu inşa ettiler.
Festival başlar giderdim. Ilıca'da o zaman Sheraton yoktu. Emekli
Sandığı'nın Turban oteli vardı. Orda kalırdım. Ya da Mustafa
Hocamlarda..
(Denizli)
Harika keyifli günler geceler yaşardık. Gece bu ülkenin ilk ve hala
benzersiz açık hava diskosu 9.5'ta olurduk.. Ahmet San yaratmıştı.
Tüm o dünya vedetleri de şovlarından sonra orda sabahlarlardı. Öğle
yemeklerinde Ilıca Altın Kapı'ya giderdik ki, yanımızda bir dünya
ünlüsü yemek yiyor.
O festivali bir züppe belediye başkanı katletti. "Ben halkımın
parasını burjuva keyfi için harcamam" dedi. Festivalle, Çeşme de
bitti.
Marmaris'te "Müzik ve Tekstil Festivali!."
Işık Biren Amiralim.. Gündüzleri en ünlü markaların defileleri..
Geceleri harika konserler.. O festivali de sürdüremediler..
Avni Tolunay Antalya Film Festivali'ni başlattı. Fevkalade popüler,
fevkalade cazip bir halk festivaliydi. Gündüzleri kent sokaklarında
harika şovlar.. Geceleri film gösterileri.. Yerli yabancı yığınla
yıldız, festival kortejlerinde.. Geceleri galalarda.. Gene geceleri
Aspendos'ta yerli, yabancı starlardan harika konserler..
Antalya'ya başladım. Antalya Film Festivali zamanla çöktü. Çünkü
hiç kimsenin izlemediği filmlerin yarıştığı bir entel dantel olaya
dönüştürdüler.
Ödül gecesini üst para vererek dahi yayınlatamaz oldular. Bitti..
Hala da kurtaramadılar.
Buna karşılık Devlet Opera ve Bale Genel Müdürlüğü Apendos'ta
festivale başladı..
Dünyanın dört bir yanından harika solistler, opera ve bale
gurupları geldiler.. Açılışı Devlet, ya da Hükumet Başkanı yapardı.
Hele Süleyman Demirel öyle erkanla gelirdi ki, festivale adım
atmayan kent valisi ve belediye başkanı da mecbur olur, koşardı,
Aspendos'a.. Mustafa Erdoğan'ın yönettiği yıllar, zirve yaptı.. Ne
yazık ki, Antalya sahillerini boydan boya kaplayan oteller ve tatil
köyleri festivale destek değil, köstek oldular. Çünkü "Her şey
dahil" sistemi içinde kimsenin kapı dışarı çıkmasını
istemiyorlardı.
Ne Belediye, ne Turizm Bakanlığı, ne de Türkiye Seyahat Acentaları
Birliği zerre el uzatmadı. Buna rağmen programlar öyle harika
oluyordu ki, Aspendos doluyordu.
Sonra hele de Selman Ada nam zat işin başına geçince Aspendos tüm
cazibesini kaybetti. Ben de tatillerimi Bodrum'a kaydırdım.
Çünkü orada iki muhteşem festival başlamıştı.. "Turgut Reis D.
Marin Müzik" ve "Bodrum Kalesi Bale.."
İkisi de tıklım tıklım dolu oluyordu. Hadi Kale içine 1500 kişi
toplamak neyse.. Ama D.Marin'de 5 bin, 7 bin, hatta 10 bin kişi
gördüğümü hatırlıyorum.
Özellikle D.Marin Dünya Çapında bir festival olma yolunda
ilerlerken, Doğuş Gurubu birden ve aklımın almadığı şekilde frene
bastı. Bütçeyi iyice kıstılar. Fstivali iyice kısalttılar ve
küçülttüler.
Evin Hocamı (İlyasoğlu) okudum Cumhuriyet'te.. Belli kendini çok
zorlayarak bu mikroskobik olaya da sahip olmaya çalışıyor..
Ölçüm şu hocam!.
"Bu Festivalin hangi etkinliği için insanlar, Amerika'dan,
İngiltere, Fransa, Almanya, hatta Rusya, geçtik, İstanbul'dan
gelirler?.
Öyle bir program yapacaksın ki, insanlar kıştan en az bir haftalık
yerlerini ayırtacaklar..
Bu "Yeni" Doğuş festivali zaten Bodrum'da olanlar için üç günlük
bir eğlencelik.. Yani kimse kızmasın, alınmasın, kabak çekirdeği..
Orda olanlar, Rengim Gökmen şefliğinde Cumhurbaşkanlığı Senfoni'nin
Açılış Konseri'ni (4 Ağustos) kaçırmasın. Solist de dünyaca ünlü
tenor ve de ne yazık ki, Opera ve Bale Genel Müdürümüz Murat
Karahan..
Niye "Ne yazık" dedim..
Çünkü Murat dünyanın en büyük operalarının paylaşamadığı bir tenor.
Türkiye'de olamıyor bile..
Sonuç..
Bugün temmuzun 22'si, Yani sezonun yarısını da geçtik. Girin..
Devlet Opera ve Balesi resmi sitesine..
Bodrum Bale Festivali programı ancak bir hafta önce belli oldu.
Oysa kıştan, millet daha yaz programını yapmadan belli olmalı ki,
siz de ona göre tatil planlayasınız.