Benim yanımda Fatih Terim ve Mustafa Denizli'nin yerleri ayrıdır. İkisi de çok eski zamanlardan dostlarımdır..
Aile dostlarım, can kardeşlerimdir onlar benim.. Zaman zaman ikisiyle de çok zor günlerimiz oldu..
Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen Mustafa Hocam'ın benim için kullandığı "İçimizdeki İrlandalıları da yendik" cümlesi, sosyal yaşamımıza slogan oldu biliyorsunuz..
Neden?.
Yazı yazarken, sempati ve antipatilerimi bir kenara bırakmayı öğrettiler bana, babamdan başlayarak tüm meslek hocalarım.
Dobra dobra söylerim.. Acımasız söylerim "Dost acı söyler" diyen Atalarıma uyar, lafımı sakınmam, uzatmam, "Dan" diye söylerim.
Gerçek dostlarımı da öyle tanırım.
"Hakkımda iyi yazsın" diye dost görünenler, işe yaramadığını görünce etrafımdan ayrılırlar, gerçek dostlarla yoluma devam ederim.
Bugün Galatasaray ve Fatih Terim hakkındaki sezon başı Teknik Görüşlerimi yazacağım..
Bu defa, Fatih Hocam'la bir dost sohbeti üslubu kullanacağım. Acı söyleyen dost!.
Bir yanda UEFA baskısı Finansal Fair Play, bir yanda meteliğe muhtaç, milyar borçlu Galatasaray'ın mali durumu dikkate alınınca, büyük transferler yapılamayacağı belliydi.
O zaman iki şey hemen öne çıkıyordu Hocam..
Geçen yılki kadroyu iyi elden geçirmek, kimin kalacağına, kimin gideceğine doğru karar vermek. Yabancı yeni transfer UEFA yüzünden, satış şartına bağlı olacağından, gidecekleri makul fiyatla pazara sürmek, bir...
Yurt içi ve dışından ucuz ama parlak adamlar, alt yapıdan da umut verici gençleri bulmak.. Bu da iki..
Açılış maçları gösterdi ki, bunların hiçbirini yapamamışız.
Bu kadrodan, hele bu bize izlettiğin takımda yerleri her zaman olan, geçen yıl ilk 11'de yadırganmayan, hele joker yedek olarak süper değerli Tolga ve Yasin gibi adamları hem de aşağılayarak şutlamak sana yakıştı mı Hocam?.
Buna karşılık o geçen yılın iki "Ruhsuz" felaketi ama senin sevgili çocukların Belhanda ve Feghouli'yi tuttun.
O Belhanda ve Feghouli'yi tutmak ve ilk 11'de oynatmak için, belki de bilinçaltında, Selçuk gibi gerçek bir lider, kaptanı harcadın. Sinan'ın zirvelere çıkmasını önledin Hocam..
Senin en kötü huyun Hocam..
Birtakım futbolcuları seviyorsun. Onları oynatmak için ötekilerin yerlerini kaydırıyor, bazılarını da hatta yok ediyorsun.
Milli Takım'ı hatırla.. Ozan'a (Ben ona "Evlad-ı Manevin diyordum) yer açmak için Mehmet Topal'ı stopere çekmedin mi?. Senin yönettiğin Milli Takım'da olay çıkaran ve takımdan kesilen futbolcuların orta saha oyuncuları olması tesadüf müydü?. Arda ve Selçuk mesela?.
Hocam, seni yakından tanırım.
İstediğin zaman idare edemeyeceğin adam, çözemeyeceğin kriz yoktur..
Ama istersen.. İstemezsen..
Şimdi o Ozan'ı Galatasaray'a almak için zemin hazırlıyorsun..
Fener'de artık yedek bile olmayan Ozan'ı!.
Sevgili Hocam, Aynaya bak.. Galatasaray'ı "Sevdiğin adamlar" takımı olmaktan çıkar. Kendine de yazık etme, başında olduğun takıma da..
Selçuk, Sinan başta, süper futbolcular, geçen yıllarda elleriyle kuş tutsalar sana yaranamayacaklarını gördüler.
Selçuk, hata yapma korkusundan, yaratıcı, üretici futbolunu bıraktı, yana, en yakına en garantili paslarla oynamaya başladı.
Taraftar yuhalamaya başladı Selçuk'u..
Ona cesaret vereceğine, Belhanda'na yer açıldı diye hatta memnun oldun Hocam..
Sinan oyuna sonradan girdiğinde maç kurtardığı halde ertesi maça gene Sevgili Feghouli'nle başladın. Bunu öteki oyuncular görmüyor, anlamıyor mu sanıyorsun?.
Şimdi Yasin yok.. Tolga yok.. Selçuk, Sinan kenarda, umutsuz. Ne kendilerine, ne sana güveniyorlar...
Belhanda ve Feghouli'nin yerleri sağlam oysa.. Bir de Ozan'ı alırsan?.
Yapma Hocam..
Ozan'a gelene dek, takımın içinde kimler var?.
Sen büyük teknik adamsın Hocam..
Mesela geçen yıl hemen bütün sezon kenarda oturan Linnes'i orta sahada kazanmayı düşündün, denedin mi hiç?.
Sağ bek Mariano.. Ortada Linnes ve ilerde Sinan'dan oluşacak Şeytan Üçgeni neler yapar, hiç denedin mi?.
Aklına bile gelmiyor. Çünkü Feghouli ve Belhanda'na zarar gelir.
Carole, hazırlık maçlarının en iyilerinden.
Nagatomo gelince ne olacak?.
İşte sana, solda da bir Şeytan üçgeni yaratacak adam..
Finansal Fair Play ve mali sıkıntılar olunca Büyük Hoca kendini belli eder.
Ünal, Dursun gibi kulübü batıran "Uçak indirme" hovardaları değil.
Eldeki kadroyu korumadın hocam.
Eldekileri yaratıcı kullanmayı düşünmedin.
Takviye içerden olmayınca, dışardan az ama öz gelecekti. Onu da başardığın söylenemez.
Dışardan bir kişi aldı Galatasaray.
Onyekuru..
Ne işe yaradı Hocam?. Ne umut verdi?.
Aşağılayarak yolladığın Yasin'den iyi nesi var?. Bir Fener'in içerden aldığı Barış'a bak, bir de bu Onyekuru'ya.. Bu takımda, Rodriguez, evladın Feghouli, Sinan ve Yasin varken, ilk ve alabildiğin tek ihtiyaç kanat adamı mı olur?.
Peki, kendine sordun mu, Galatasaray alt yapısında niye bir Onyekuru yok?.
İşe başladığın gün, bu kulübün evladı, alt yapı koordinatörü ve İngiltere eğitimli Tugay'ın işine son verdin Hocam.. Niye verdin ve yerine nasıl bir organizasyon kurdun?. Alt yapıdan niye, hem de bu en ihtiyaç duyulan dönemde taraftara "İşte bu" dedirten biri gelmedi?.
Gene ezeli rakip Fener'e bak Hocam?.
Cocu'nun oynattığı gençler yakın geleceğin 50'şer milyon Euroluk yıldızları izlenimi verirken, senin oynattıklarında ne gördük?. *** Sevgili Hocam, Şampiyon takımı koruyamadın.
Yenisini iyi kuramadın.
Ne var ki, mevcudu da iyi oynatamıyorsun.
Üç maçta da dikkatle izledim, "Galatasaray ne oynuyor" diye.. Hiçbir şey oynamıyor.
Darılma, gücenme hocam.. Taleben Ahmet Yıldırım'ın yönettiği üçüncü küme takımı Sakaryaspor Galatasaray'dan iyi "Futbol" oynuyor. O genç çocuklar hiç değilse "Hızlı" oynamayı öğrenmişler.
Günümüz futbolu "Hızlı" Hocam.. Hızlı çıkan, rakibi gafil avlayan kazanıyor.
Galatasaray Hızlı Treni geçtik, normal tren bile değil.
Marşandiz. Yük treni..
Hem ağır aksak gidiyor, hem de her istasyonda duruyor.. O yavaş oyun da rakibe en iyi savunmayı kurma şansını veriyor.
Tek top oynama unutulmuş..
İkilemeyi de geç.
Ayağına alan, dörtleyip, beşlemeden çıkarmıyor..
"Hatalı pas istatistiğine geçmemek için" de, yakına, yana ve geriye pas veriyor.
Oyun o zaman nasıl ilerleyecek Hocam?.
Sen nasıl oluyor da bu "İntihar Futbolu"nu göremiyorsun?.
Antrenmanlarda ne yapıyorsun Hocam?.
Yana ve geriye pas?. Niye?.
Çünkü ilerde kimse kendini göstermiyor..
Hiç kimse kendini göstermiyor hocam.. Anlatabildim mi?. İyi futbolun sırrı basit. Top kimin ayağında ise, en az üç kişi ona kendini gösterecek. O da tercih yapacak. En iyi fırsatı görüp tercih edecek.
Oyun kurucu o demek Hocam. Oyunu en iyi tercihle kuran..
Oysa Galatasaray'da herkes aval aval top kimin ayağında ise ona bakıyor, ne yapacak diye..
İlerdekilerin hepsi markajda..
Öyle bakıyorlar.
Yahu "Boşa kaçalım, topa sahip arkadaşımıza tercih yaratalım" diyen yok. Rakip sadece gerideki adamları marke etmediği için topa sahip olan da geriye pas veriyor mecburen ve yuhalanıyor..
Fatih Terim gibi bir Hoca, yıllardır bunu görmez mi?. Çözüm öğretmez mi?.
"Top kimdeyse ona kendinizi göstereceksiniz" emri vermez mi?.
Galatasaray taç atma özürlü Hocam.. Atılan 10 taçtan 9'u rakibe gidiyor. El oğlu çalışmış. Taçtan gol atıyor.
Biz kendi attığımız taçtan gol yiyoruz..
Neden?. Tacı atmak için eline alan bakıyor, bütün arkadaşları markajda.. Hepsi kıpırdamadan ona bakıyorlar. Koşan, kendini boşaltan ve gösteren yok. Eee!.
Hakem de "At, çabuk at" diye işaret ediyor.
Gecikirsen kartı yersin. O da fırlatıyor havaya.. Rakip kapınca, hele tacı Galatasaray yarı sahasında kapınca, al sana gollük kontratak.. Galatasaray kendi sahasında tac atarken ödüm kopuyor.
Yani Hocam, Galatasaray hızlı oynayacak, bir.
Top kimin ayağında, elinde ise, en az üç kişi ona topu rahat alacak yerde ve şekilde kendini göstermek için hamle yapacak.. Hani ya topsuz futbol dedikleriyle "Tercih" yaratacak.. Bu da iki..
Bu ikisi olmayınca, bu takım hiç ama hiçbir şey olmaz.. *** Duran toplara hep rakip vurmaya devam ediyor.
Onlar atıyor, onlar vuruyorlar.
Galatasaray atıyor, gene onlar vuruyorlar..
Bunu da çözemedin Hocam..
Dünya Kupasında ne oyunlar, ne taktikler gördük, duran toplarda..
Galatasaray'da hiçbir yenilik göremiyoruz, eski hatalar aynen devam ederken..
Özetle Hocam!..
İşler zor, çok zor..
Ama Hocam!.
Sen Fatih Terimsin. Bu ismi bileğinin hakkı ile yaptın!. Sadece ülke değil, Dünya Gururumuz oldun Hocam..
Sen Fatih Terimsin. Bunların hepsini çözersin..
Yeter ki, iste!.
Yeter ki öz eleştirini yap!.
Yeter ki başla!.
Yeniden, yepyeni başla Hocam!.
Kendini yenile ki, Galatasaray'ı yenileyebilesin!.