Hayır.. Hayır.. Kimseye "Vefa mefa" demeye, "Boza moza" lafları
etmeye hakkım yok.. Biz böyleyiz işte..
Hepimiz.. En başta da ben!.
Başkaları için "Unutulan" bir yıldız olabilir..
Ama benim dostumdu yahu.. Arkadaşımdı, Fikret Hakan!.
Ankara'da daha öğrenciyken ben Mülkiye'de, o gazeteciydi benden
evvel mesleğe başlamış, Balıkesirli hemşerim.. Bumin Gaffar Çitanak
diye röportajlar yaparmış. Öyküler de yazarmış..
Onu sonradan öğrendim.
Benim tanımam Fikret Hakan adıyla, Yeşilçam oyuncusu olduğu zaman..
O zaman Hollywood örneği, sinemaya başlayanlara başka isimler
vermek adetti.. Gaffar'ı Fikret, Çitanak'ı da Hakan yapmıştı
Yeşilçamcılar..
Gelinin Muradı'nda izledim ilk.. Harika bir filmdi.. Pervin Par'a
âşık olmuştum o filmle..
Fikret de oynuyordu ha.. Kaç defa gittim..
Sonra benim en unutulmaz yerli filmim geldi.. "Üç Arkadaş!."
Sevginin dostluğun, fedakârlığın hikâyesiydi.. En az beş defa
seyrettim o filmi.. Salih Tozan ve Semih Sezerli idi, "Üçlü"yü
tamamlayan arkadaşlar.. Sonrası çığ gibi..
Yılanların Öcü ortalığı kaldırdı koydu. Menderes sansürü
yasaklamıştı filmi, "Komünizm propagandası var" diye..
Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in özel izni ile özgür kalıp vizyona
girdi. İlk gösterimi de Çankaya Köşkü'nde yapılmıştı..
Fikret'in afişteki adı benim için markaydı..
O varsa, mutlak giderdim filme..
Seyretmeye doyamadığım müzikal Keşanlı Ali'de Altın Portakal aldı,
"En İyi Erkek Oyuncu" olarak, 1965'te.. 68'de "Ölüm Tarlası" ile
portakalları ikiledi. 71'de de Hasret'le üçledi.
Yeşilçam, dünyanın en hızlı film çeken meydanı olmuştu.. Her yıl,
yüzlerle film üretiyordu.. Nasıl?.
Fikret kendisi anlatmıştı bir gün..
"Bir gün Beyoğlu'nda dolaşıyorum.
Bir afiş gördüm. Baş rolünde ben.. Bre aman!.. Ben böyle bir film
çekmedim.. Meğer, anlaştığım firma, imza attığım filmi çekerken,
ayni sette, ayni kadro ile bir film daha çekmiş, iç içe, haberimiz
yok!.." 163 film çekti Yeşilçam'a Fikret, dile kolay.. Yüz altmış
üç film..