Sonunda Sevgili Öcal Ağabeyim de İgorcu ve Dursuncu oldu
ya!..
Ağbim "Ben insanları değil, olayları değerlendiririm" der.. Tek tek
olaylar bulup "İgor'u destekliyorum..
Dursun'u destekliyorum" diyor. Her defasında "Bu konuda" diye
başlıyor ama, benden iyi biliyor ki, "Sel gider, kum kalır.."
Sonunda Öcal Uluç da "İgor'u ve Dursun'u destekledi" kalır..
Bu Dursun da, bu İgor da, Galatasaray'ın tepesinden derhal ama
derhal gitmeli..
Biri kulübü, öteki takımı çökertecek..
"Galatasaraylı olmak" diye bir şey var.. Onu bitirecekler..
En canlı örnek, Sabri!.
Reis'in Galatasaraylı kalmak için 15 yıldır ne fedakârlıklara
katlandığını tüm ülke biliyor. En ağır muamelelere, aşağılanmalara
tahammül etti. Yeri geldi, sözleşmeli milyonlarla alacağından
vazgeçti.
Onu yerinden etmek için yerli yabancı tonla adam transfer edildi,
ama sonunda hep o oynadı.
Ayağıyla değil, Galatasaraylı yüreğiyle oynadı. Oynattı da.. Takımı
oynattı hırsını bulaştırarak.. Takımı koşturdu sonuna dek, "Yenilgi
kabul etmeyen" ruhunu onlara aşılayarak..
Çoğu zaman sahada "Tek" Galatasaraylı iken, o ruhun yayıldığını,
öteki 10 kişiyi de kapsadığını gördük.. Kaç maç öyle kurtuldu.
Yetenekleri hep tartışıldı..