Galatasaray'ı anlamsız bir Avrupa kampında, bir köy sahasında
iki güçlü Avrupa takımı PSV Eindhoven ve Valencia önünde izledim.
Sonra da Sakarya'nın yeni ve pırıl pırıl stadında, Süper Lig'i de
katarsak bir üçüncü lig takımı Sakarya önünde..
Avrupa kampı anlamsızdı gerçekten..
Meteliğe kurşun atan Galatasaray'ın Avrupa'da kamp yapma lüksü var
mı?.
Bu cennet ülkede, yılın 12 ayının her birinde, her mevsimi
yaşayacak bir yer bulmak mümkünken, üstelik döviz harcayıp taa
oralara gitmek ne oluyor, Fatih Terim Hocam ve Mustafa Cengiz
Başkanım bana izah edebilirler mi?. Ben maliyeti yazarken, fahiş
bir hata yapmış, Lira yerine Euro demişim.
Ama sorarım. Harcanan her lira günah değil mi, Ayranı olmayan
Galatasaray için..
Takımının yeni sezondaki ilk 11'inin nerdeyse yarısı, Dünya Kupası
ve sakatlıklar yüzünden kadroya katılamayacak durumda iken, o
İsviçre/ Fransa Tatili'nin (Aynen tatil) ne işe yaradığını anlayan
varsa, onu da dinlemeye hazırım.
Mantıklı, işe yarar ve ekonomik sezon açılışı şöyle yapılırdı,
mesela..
Açılış kampı Sakarya'da.. O kamp sırasında Sakaryaspor,
Eskişehirspor, Kocaeli spor gibi rakiplerle oynama.. Kadro
tamamlandıktan, ilk 11'in hemen hepsi oynayacak hale geldiği zaman,
işte o zaman (İlle de Avrupa ise, işte ancak o zaman) Avrupa'nın
göbeğinde o 11'in sahaya çıkacağı bir kadro ile, PSV, Valencia,
Paris St. Germain gibi güçlü rakipleri karşısına alma..
O zaman, Fatih Hocam ve Cengiz Başkanım başta, herkes, hepimiz,
Galatasaray'ın, bekleyen Süper Lig ve Şampiyonlar Ligi sezonunda
neler yapabileceğini çok daha iyi görürdük.
Hoca ve Başkan da o zaman, ancak o zaman görülen eksikliklerin
giderilmesinin nasıl mümkün olabileceğini baş başa konuşurlardı. Ne
önlem alabiliyorlarsa, onu yaparlardı.
Bu yarım yamalak kadro ile PSV, Valencia maçları ne işe yaradı
Hocam?.
Neyi, kimi değerlendirdin?.
Bugün temmuzun 28'i.. Yani sezonun ilk resmi maçını (5 Ağustos/
Akhisar/ Süper Kupa) oynamanıza tam 7 gün kaldı. Ligin başlamasına
da 14 gün ve Galatasaray'ın yeni sezon ilk 11'ini sahada değil,
antrenmanda bile göremedik.
Ne gördük..
"Adam olacak çocuk.." misali, tahmin yapabilecek birkaç şey..
O zaman söyleyeyim Hocam..
Bu üç maç boyu izlediğimiz takımdan bir şey olmaz..
Geçen sene Galatasaray Şampiyon olmadı. Yapıldı.
Ortada Şampiyon olacak rakip yoktu. Şenol ve Aykut Hocalar da,
şampiyonluğu Altın Tepsi'de sundular da kupa Galatasaray Müzesine
geldi.
Gerçekleri görelim. Tarihte bu kadar kötü Beşiktaş, Fener, Trabzon
gördünüz mü?. Her yıl en az iki yukarıyı zorlayan takım çıkaran,
Anadolu'da kim vardı peki?. Anadolu, kümede kalma savaşı verdi
geçen sezon.
Bir, tek bir Başakşehir.. Seyircisi de, medyası da olmayan, bu
yüzden hakemlerin maçlarını en rahat yönettikleri Başakşehir
vardı.. Üç Büyüklere destek olan hakemlerin, Başakşehir'e nasıl
köstek olduklarını da dünya gördü..
O zaman işte o zaman, o koşullarda Şampiyon oldu. Galatasaray,
adını doğru koyalım.
Bu sene Beşiktaş gene umutvar değil..
Faroe Adaları takımı önündeki hallerini acı içinde izledim. Bir de
istedikleri kadar gizlesinler..
Fikret Orman/ Şenol Güneş nefreti var..
Bu ikili bir arada sezon bitirmez. Şenol Hoca gider.
Amma velakin Fenerbahçe, yeni Hocası ve harika gençleri ile
izleyenleri büyüleyen bir performans gösterdi. Hazırlık maçlarında,
gerek bireysel, gerek takım oyunu olarak çok umut verdi..
Nerde Aykut'un öldürdüğü futbol, nerde Cocu'nun benim gibi bir
Galatasaraylı'ya bile keyif veren takımı..
En önemlisi.. Fener Seyircisi geri döndü, Saraçoğlu'na.. Aziz/
Aykut ikilisinin kaçırttığı on binler, tribünlere geri döndüler,
Ali Koç ve Cocu sayesinde..
Yani Fatih Hocam ve Cengiz Başkanım!.
Bu yıl hem ligde, hem Avrupa'da Galatasaray'ın yolu çok ama çok
zor!.