Cumartesi gecesi ağabeyim İzmir'den aradı, "Başımız sağ olsun"
diye.. "Bedri Ağabey'i kaybettik!."
Pazar gecesi, haber kanalının alt yazısında bir minik
satırcık..
"Behiye Aksoy vefat etti!."
Bedri Koraman, Türk Karikatür tarihinin en büyük isimlerinden
biri, bu ülkede karikatürü tanıtan, sevdiren, popüler olmasında baş
rol oynayan koca Bedri..
..ve Türk Sanat Müziğinin altın yıllarının en zirvesinde
dururken, etrafına milyonlarca hayran toplayan, benzersiz, efsane,
muhteşem Behiye..
Biz nasıl vefasız, nasıl unutkan bir millet olduk böyle
dostlar..
Yani bu ülkede öleceksen, işinin başındayken öleceksin ki, adın
manşetlere çıksın, cenazende cami avluları adam almasın, reklam
peşindeki şöhretler, "Televizyon kameraları şimdi ordadır" diye
nerde öldüysen oraya, hastaneye, evine koşacaklar.. Cenaze törenine
en erken gelecekler ki, ekranlara canlı röportajlar
versinler..
Kenara çekilip öldün mü, böyle işte..
"Bir garip ölmüş diyeler,
Üç günden sonra duyalar,
Soğuk su ile yuyalar,
Şöyle garip bencileyin!."
Bedri Ağabey, bu ülkede çıkmış, çıkacak en güzel gazete, Abdi Beyin
Milliyet'ini "Milliyet" yapanlardandı..
Pazar günleri tam sayfa karikatürlerini özlemle, heyecanla
beklerdik. Haftalık, sosyal, siyasal taşlamaları yanında, kadını en
güzel gösteren çizimleriyle de biz gençlerin gönüllerinde taht
kurmuştu.
Namık Ağabeyin arka sayfasında çizdiği spor karikatürleri ise
benzersizdi. Hele de derbi önceleri, kamplara gidip boyadığı
izlenimleri..