Günlerdir karşılaştığım bütün dostlara "O gece nerdeydin" diye
sorarken aklıma geldi, benim nerde olduğumu merak edebileceklerin
de olduğu..
İşte size, hafif bir pazar yazısı içinde, o gecemin öyküsü.
***
O gece Enka Açık Hava Tiyatrosu'nda Yeni Türkü konserindeydik..
Derya Köroğlu, kucağımda büyüdü desem yeridir.. Daha 14 yaşındaydı
onu tanıdığımda.. Hey dergisinin düzenlediği Türk pop müziğine
büyük hizmet eden Liselerarası Hafif Müzik Yarışması'nın konuk
gurubuydu bizim çocuklar.. Yani Modern Folk Üçlüsü.. Doğan ve ben
genelde jüride olurduk. Hey Genel Yayın Müdürü Doğan Şener'le,
Milliyet Halkla İlişkiler Müdürü, nurlar içinde yatsın Necdet
Günkut'un sayesinde yaratılan bu yarışma, ülkemize ne müzisyenler
kazandırdı, saymaya bu sayfa değil, bu gazete yetmez..
M.Ali Birand da sunucuydu iyi mi?. Televizyonların en iyi
sunucularından biri olurken, ilk sınavını bu yarışmalarda
verdi..
Yıl kaç, hatırlamıyorum.. Ankara'da, o zaman yeni kurulan ve en
gözde okul haline geliveren Ankara Fen Lisesi öyle müthiş bir müzik
yaptı ki, açık ara birinci oldular..
Gurubun beyni iki lise öğrencisinden biri, Derya'ydı işte.. Öteki
de Selim Atakan.. İki solisti hatırlıyorum. Biri dünya tatlısı
Ayşe.. Öteki sonra müziği bırakıp, dişçim olan Gazanfer..
Biz çocukları sevdik, çocuklar bizi.. O zaman ülkenin yokluk
yılları.. Kahve bile bulunmuyor. Holly, Amerikan High School'da
çalıştığı için PX'e girip her şeyi alıyor.. Evde partiler
veriyoruz.. Modern Folk Üçlüsü de geliyor, Fen Lisesi de..
Sabahlara kadar bir cümbüş..
İşte o Fen Lisesi, çocuklar büyüyüp mezun olunca, Yeni Türkü oldu..
O yıl, bu yıldır çalıyorlar.. Değişenler oldu tabii. Ama Derya hep
başta.. Hep yönetiyor gurubu..
Enka'da duyunca konseri koştum gittim, dostlarımla..
Müthiş bir konser.. Hava da güzel.. Keyif tavan yapmış.. Bir saat
sonra "Ara" dedi Derya.. Daha nefes almadan, organizasyondan bir
delikanlı geldi yanıma..
"Bir şeyler oluyormuş" dedi.. "Köprülerin Anadolu/ Avrupa yönünü
kapatmışlar."
1957'de gazeteciliğe başladığım günden beri Sıkı Yönetimler,
darbeler, darbe teşebbüsleri içinde yaşamış biri olarak, ihtimal
vermedim.. Zemin yok ki!. "Sosyal medya abartıyordur" dedim.. Az
sonra haberler arttı.. Yanımdaki dostları da heyecanlandırmak
istemiyorum. Ercan'a mesaj attım. "Öğren, durumu bana bildir"
diye.. Ercan "Tanıdık polislerle konuştum. İhbar alınmış, Jandarma,
Anadolu'dan İstanbul'a gelen bir aracı arıyormuş" dedi. Rahatladım.
Ercan'ın mesajını dostlara da gösterdim.