Ekranın nerdeyse yarısını kaplayan harflerle sunulan(!) haberin
başlığı yazıyor..
"Vize krizinin maliyeti 63 milyar lira"
Dikkat buyurun.. İddia falan yok. Bu tam bir hüküm cümlesi.. O
sırada tesadüfen bu ekran gözünüze çarpıyorsa, ne
düşünürsünüz?.
"Türkiye Amerika'ya kafa tuttu ya.. Bunun maliyeti 63 milyar
liraymış millete.."
Hem de Ahmet Hakan'ın (Dikkat buyrun, bu isme duyduğum saygıyı, o
ismin sahibi duymuyor ve ne işlere alet olmaya devam ediyor)
sunduğu haberi izlemeye başladım, merakla..
Meğer bir CHP Milletvekili karşısına üç gazeteci almış, böyle
demiş.. "Krizin maliyeti 63 milyar liradır."
Kanal D Ana Haber Genel Yayın Müdürü de mal bulmuş magribi..
Muhalif haber yapacak ya.. Al sana muhalif haber..
"Amerika'nın vize yasağına aynen mukabele etmenin maliyeti milletin
sırtına 63 milyar lira olarak bindi. Hovardalığı iktidar yaptı,
bedelini halk ödeyecek."
O haber başlığının amacı bu algıyı yaratmak.. Öyle değil mi,
Süleyman Sarılar!. Öyle değil mi, bu haber bile olmayan paçavra
metni okumayı kabullenen Ahmet Hakan!.
Süleyman Sarılar, geçin Haber Genel Yayın Müdürlüğünü,
gazeteciliğin "G"sine sahip olsa ve tarafsız (!) haber yapan bir
kurumun 1 numarası olmanın sorumluluğunu bilse, o haber önüne gelir
gelmez, Meclis Muhabirini çağırır, görev verirdi.
"Hemen o CHP Milletvekilini bul. "63 milyar' rakamına nerden ulaşmış öğren. O rakamın ayrıntılarını teker teker sırala.. Sonra Maliye Bakanı'na git. 'CHP'nin şöyle şöyle bir iddiası var. Ne diyorsunuz' diye sor. Haberi buna göre yaz, görüntüle, getir."
Haber Sorumlusu dünyanın her yerinde böyle çalışır, mesleğini biliyor, anlıyor ve seviyorsa..