Hafta sonu Cengiz Semercioğlu'nun "Gidersen Aylan, kalırsan
Ümran" yazısı ve kullandığı iki resmi, ben Hürriyet'i yönetsem
birinci sayfanın tümüne yayardım..
Suriye cehennemini en iyi anlatan ve dünyayı sarsan iki fotoğrafı
yan yana koymuştu Cengiz, köşesine..
Avrupa'ya kaçmak isterken boğulan ve cesedi bizim sahillere vuran
Aylan ve Halep'te kalan ailesi ile birlikte bombalanan, kanlar
içinde ama nasıl insanı çarpan bir şaşkın hüzünle bakan Ümran..
Kaç ceset fotoğrafı gördük bugüne dek.. Kaç kanlar içinde
yaralı..
Ama bu ikisi bir başka etkili.. Çünkü bu ikisi çocuk..
Etraflarındaki dünyayı bilmeyen, olup bitenlerin farkında olmayan,
dünyanın en saf, en masum yaratıkları.. Onun için başka
düşündürüyor, başka çarpıyor, onun için başka etkiliyor,
bizleri..
Etkileniyor, öfkeleniyoruz.. Çünkü eylemler, bizi de vurarak devam
ediyor.. 33 yıldır zaten PKK terörü ile savaşan ülkemizin başına,
şimdi bir de bu IŞİD belası çıktı. FETÖ de tuz biber ekti..
Hepsi, zalim, insafsız, acımasız..
33 yıllık PKK için, söylenmedik, yazılmadık kalmadı. Kitaplar bile
çıktı.
Ben iki yeni bela için konuşmak istiyorum bugün..
Son Gaziantep katliamlarını aklımız almadı..
Çünkü, canlı bomba 12 yaşlarında bir çocuktu.
Büyük olasılıkla, bomba ceketi giydirilmiş, düğüncülerin arasına
salınmış, sonra bomba uzaktan kumanda ile patlatılmıştı. Düğün
yerinde çocuklar da vardı tabii. Biri hatta 1.5