Hava limanlarımızda darmadağın bir bürokrasi, pek çok önemli
işin gecikmesine sebep oluyordu. Havalanmak için apronda ilerleyen
bir uçakta bir yolcu kalp krizi geçirince, olay medyaya da yansıdı.
Uçağa derhal bir ambulans gelmesi lazımdı. Ama ambulans için alan
Sağlık Müdürünü aramak gerekiyordu. O, Meydan Müdürünü bulacak,
Meydan Müdürü de, İtfaiye Müdürüne emir verecekti. Çünkü ambulans
İtfaiye garajında duruyordu. O arada kalp krizi geçiren hasta da,
ölmeden bekleyecekti tabii..
Bu sıkıntıyı çözmek için Amerika'daki Port Authority benzeri bir
Liman Sorumluluğu makamı kuruldu. Başına da bir Vali Yardımcısı
getirildi. Bu yardımcı, Ankara'dan gelip giden her büyüğü karşılama
ve uğurlamak için hava limanına gelmek zorunda kalan, bu yüzden
İstanbul gibi bir devasa dünya metropolünün yönetimine vakit
bulamayan valiyi de rahatlatacaktı.
Niye anlattım..
Hava alanlarının sorumlusu artık Vali adına, onun
yardımcısıdır..
Peki görevini yapıyor mu bu yardımcı?.
Şüphedeyim.
Ankara'da tam da Gar'ın önünde, İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'nda
bombalar patlarken, dünyayı saran terör, ülkemizde cirit atarken,
İstanbul Hava Limanları'nın güvenlik zinciri kırıldı. Bu yardımcı,
seyretmekle kalsa iyi, bir de kırılmasında baş rolü oynadı.