190 000 000 000 000 000 000!.
Bu rakamı okuyabildiniz mi?. Boşuna uğraşmayın.. Ben de okuyamadım
zaten, ilk gördüğümde de, sonra parmak hesabı falan yapıp
çözebildim.
190 katrilyon falan demek, 190'ın arkasında 18 tane sıfır
olması..
Bu ne bilir misiniz?.
Diyelim bahçenize mayıs başında bir çift sinek girse, çiftleşip
yumurtlamaya başlasalar. Yumurtadan çıkan küçük sineklerin hepsi
ama hepsi yaşasa.. Onlar da ürese.. ve de, insanlar mücadele
etmese, kuşlar başta başka hayvanlar yok etmese, yani hepsi yaşasa,
yani Sinekler için "Her şey çok güzel" olsa, 4, sadece dört ay
sonra, yani ağustos sonunda bahçenizde uçuşacak sinek sayısı..
190 000 000 000 000 000 000!.
Cep telefonumda, hele bu İstanbul trafiğinde, hani her şey gibi o
da çok güzel olacak İstanbul trafiğinde vakit geçirmek için cep
telefonuma indirdiğim bir siteye bakarım, böyle matrak şeyler
yazar.. Dün sabah işe gelirken, tıkandık da, tıkladım, gördüm..
Öğleden sonra eve geldim, baktım bahçede Muhammed Çelik kardeşim
oturuyor. Muhammed, İstanbul Belediyesi sivrisineklerle mücadele
amiri.. Yanında yardımcısı.. Hani benim 2 Ağustos'ta çıkan
"İstanbul'un, İstanbullu'nun sahibi var mı" başlıklı yazımda, "18
milyon nüfuslu kenti, bir esrarengiz sinek sardı. Gözle
görülmeyecek kadar küçük ama soktuğu yeri beşibiryerde büyüklüğünde
kızartıyor, şişiriyor ve öyle acıtıyor, öyle kaşındırıyor ki,
çocukları ağlatıyor, büyükleri kanatıyor (Ailede Leylüş ve Kemal o
haldeler), ben (Etiler), Serpil (Tuzla) başta hepimiz ama
istisnasız hepimiz perişanız" diye anlatmıştım ya..
Onun üzerine hemen gelmişler. Bu arada Belediye Sağlık Daire
Başkanlığı da, bana ayni gün bir e-maille cevap yazmış ama, mail
adresini yanlış yazdıkları için ulaşmadı tabii.. Yasemin izinden
döndü, onları aradı, gazetede, köşemde yazılı adresteki "Nokta" yı
unuttukları için ulaşmayan cevapları temin edip, bana verdi. Onları
da okudum.
Basın Bürosu benim yazımı anlamamış. O yazıda çok açık, çok net "Bu
sivrisinek değil. Başka, garip bir sinek. Sivrisinek mücadelesiyle
ölmüyor" dediğim halde bana yazmışlar.
"Beşiktaş ilçesinde 421 adreste 1023 sivrisinek kaynağı bulunmakta
ve bu kaynaklar her hafta bir ekiple kontrol edilmektedir.. ve
saire, ve saire.."
Yani "Bu başka şey.. Sivrisinek mücadelesi sökmüyor" yazıma, laf
ola, torba dola bir cevap.. Böyle iki cevapları daha var. Muhammed
kardeşime, ayak bileklerim, kollarım ve parmaklarımdaki "Vurulmuş"
noktaları gösterdim. Gece uykularımı da kaçıran ağır kaşındıran
şişlikleri.. Kemal daha da beter.. O 21 kurşun yemiş, kaşıya kaşıya
kanatmış. Bacağı pamuklar içinde..
Muhammed "Biz sadece sivrisinekle mücadele ediyoruz. Ekiplerimiz,
araçlarımız ve ilaçlarımızla onu hallediyoruz" dedi.
"İşte mesele o" dedim..
"İstanbul sahipsiz" deyişim ondan, zaten.
İstanbul Vilayeti İl Sağlık Müdürlüğü var. Bu sinekten
habersiz.
Belediye Sağlık Daire Başkanlığı var. Bu sinekten habersiz.
İstanbullu'nun hali felaket. Ben manşetlerden durmadan yazıyorum.
Ama ne vilayetten, ne belediyeden "Tıs" yok.. İl Sağlık Müdürü ve
Büyük Şehir Sağlık Daire Başkanı, gözlerini kapamış, makam sefası
yapıyorlar ama, İstanbul halkına bir açıklama yapmıyorlar.
"Ey ahali.. İlimizde bir garip sinek var. Uzmanlarımız,
üniversitelerimiz bu sineği araştırıyor, mücadele yollarını
belirlemeye çalışıyor. Sineğin şu ana kadar tespit edilmiş bir
hastalık sebebi olma durumu yoktur" deme gereği dahi
duymuyorlar.
Yahu böylesi esrarengiz "Nil sineği" Amerika'da ölümlere sebep
oldu. Koca Amerika dört yıldır çözemedi, ama halka durmadan bilgi
veriyor, gelişmeleri duyuruyorlar. Amerika Sağlık Bakanı "Kısa
kollu gömlek ve şort giymeyin" diye tavsiye bile yaptı. Bunda
utanacak ne var?.
Önemli olan gizlemek ve halkı daha da telaşlandırmak değil, doğruyu
söylemek, "İstanbullu merak etme, her şeyin farkındayız ve tüm
gücümüzle araştırıyoruz" demek ve halkı gelişmelerden anında
haberdar etmek.
"Her şey çok güzel olacak" diyen Ekrem İmamoğlu Başkanı gördüm dün
televizyonda.. Kılıçdaroğlu'nun peşinde geziyordu. Ne lüzumsuz
konularda konuştu, ne sıradan sorulara yanıt verdi, ama bu sinek
konusuna değinmedi bile.. Benim işi gücü siyasi polemik yaratmak
olan meslektaşlarımdan hiçbirisi de, görevinin değil, CHP
Başkanının peşinde olan Başkana "Sinek" konusunu sormayı akıl
etmedi.
Yani sadece vilayet, sadece belediye değil, Dördüncü Güç ve de güya
İstanbul medyası da sahip değil, İstanbul ve İstanbullu'ya..
Dua edelim, sonu çapanoğlu çıkmasın.
Kuduz köpek ısırırsa, aşılanmayan 40 gün sonra kudurur. Yani Kuduz
mikrobun kuluçka devresi ortalama 40 gündür.
Dua edelim (Ciddi söylüyorum. Çünkü işimiz sahiden Allah'a kaldı)
bu esrarengiz sineğin bizi şişiren ve kaşındıran mikrobunun,
kuluçka devresi ne bileyim, 50, 60 gün olan bir ölümcül sonucu
olmasın!.
Yani, Allah bizi korursa, "Her şey çok güzel olacak"
İstanbullular!.
Şimdilik kaşına durun!.