Hayır, futbolcular değil, Galatasaray'ı bu kadar acınacak hale düşüren!.
"Acınacak hal" kibar laf..
Bulabildiğim en kibar..
Siz hiç 6-0 kaybedilen Fener maçı da dahil, bu kadar zavallı, bu kadar ruhsuz, bu kadar kötü, bu kadar berbat, bu kadar rezil bir Galatasaray gördünüz mü?.
Altı yedikleri maçta, en az rakipleri kadar gol pozisyonları vardı. Onlar attı, bunlar atamadı.
Bu defa, en iyi iki elemanından mahrum, sahadaki en iyisi dahi "7" almayacak bir Fener önünde, pozisyonu, tek pozisyonu yok Galatasaray'ın..
Volkan, milli maçı değil, Saracoğlu'nu terk edip gitse kimse farkına varmazdı, öylesi..
Peki takımı maça, ne fizik, ne moral olarak hazırlamaktan aciz, maç okumaya gelince üstelik "Aciz" ötesi Riekerink Bey (!) mi, suçlu?.
Niye olsun?. Adam, hayatında bir gün bir üst düzey takımda üst yağı hocalığı yapmamış, en büyük başarısı Çin 19 Altı takımı iken, onu da beceremeyip 17 Altı takımına indirilmiş!. O zaman asıl suçlu, böyle birini göreve getiren, sezon başından beri birbirinden rezil maçlara rağmen, inatla ve ısrarla görevde tutan, Trabzon ve Başakşehir utançlarında bile gerçeğin farkına varamayan, önlem alacak bilgisi de, yüreği de olmayan, hayatında tek gün doğru dürüst idarecilik yapmadan tepeden inme Galatasaray'ın başına düşen inşaat ve otel ustası Dursun Özbek mi, yoksa?.
O da değil tabii!. Özbek gidiyordu tepe taklak.. Taraftar ve camianın tepkisini, öfkesini durduracak bir kalkana ihtiyacı vardı..
Buldu..
Kulübün gelmiş geçmiş en başarılı Başkanlarından Alp Yalman!..
"Gel önümde dur, saldırıları göğüsle ve durdur" dedi..
"Galatasaray'a hizmet için makam gerekmez" diyen Alp Yalman, koştu geldi.. Bir de raporla geldi. Teknik Direktör ve transferler konusunda.. Yönetim bu raporu reddedince Alp, İnşaatçıya "Görüşlerimi kabul etmeyen yönetimle Galatasaray'a faydam olmaz, beni affedin" dedi. İnşaatçı "Tamam Alp Bey, ama sakın şimdi açıklamayın işi bıraktığınızı, ben biterim o zaman.. İzin verin, ayrılmanız aramızda kalsın. Durumlar uygun olunca ben açıklarım" dedi.
Alp Yalman bu teklifi kabul etti..
Bu yazdıklarımın hepsi Alp Yalman tarafından bana bizzat anlatılmıştır.
Galatasaray'da işler kötüye gitmeye başlayınca, medyada Alp Yalman eleştirileri başlayınca, inşaatçıdan da gık çıkmayınca, 40 yıllık dostumu korumak bana düştü.. "Yalman, Galatasaray'da işe başlamadı bile" dedim..
"Olan bitenlerde hiç bir katkı ve sorumluluğu yok.. Onu eleştirmeyin.
Gerçek sorumluyu bilin.." ..ve "40 yıllık" dostum beni sattı.. Tek hatası ona güvenmek olan beni yalanlamak için, Danimarka kampına gitti.
İnşaatçı ile antrenman izlerken foto muhabirlerine poz verdi. Döndü, haftada iki gün Florya'ya gitmeye başladı.. Dursun Özbek'e karşı kaybettiği seçimlerde kendisini destekleyen Ergun Gürsoy'a jest olsun diye, bir başka futbol ve yöneticilik cahili Levent (Sen kimsin) Nazifoğlu'nu futbolun başına görüntü diye koyup, kendisi "Florya'daki Hayalet" oldu.