Necati Bilgiç!..
Türk Spor Basınının son "Hoca" gazetecilerindendi. O zaman
gazeteler, gazeteydi. Ustalar da Usta!.. Ustaların iki işi vardı..
Gazeteyi yapmak ve çırak yetiştirmek.. O zamanlar meslek okulları
yoktu. Gazeteci önce çırak olurdu, sonra kalfa, sonra usta.. Bab-ı
Ali'de hala onun yetiştirdiği Ustalar var..
Beni, ağbim Öcal'ı mesleğe başlatan, ilk dersleri veren oydu ya..
Sonuna dek de dersleri kesmedi.
O seksenlerde, ben yetmişlerde olduğum halde, hala arar, hala
eleştiriler yapar, hala görevler verirdi.
Gazetecilik ruhuna işlemişti çünkü.. Emekli olup evine çekildiği
halde, kafası hala bir "İstihbarat Şefi" gibi çalışır, "Şunu ara!..
Bunu soruştur" diye öğütler verirdi. Kaç spor yazımın kaynağında
onun fikirleri vardı bilseniz..
Necati Dayımın, Uluç ailesinde çok çok özel bir yeri vardı.
O bizim "Adeta" falan değil, "Resmen" İkinci Babamızdı..
Çocukluğumun tüm anılarında o vardır.. Mutlu günlerimizde o vardı..
Acı günlerimizde o.. Zor günlerimizde o.. Bayramlarımızda
o!..
Onun varlığı öyle bir güvendi ki, bizim için..