"İnsan sosyal hayvandır" diye öğrenmiştik, lisedeki ilk
sosyoloji dersimizde..
"Sosyoloji" Toplum Bilimi, demekti..
En küçük toplumu "Aile" diye öğrettiler bize.. Sonra çevremiz
gelirdi.. Dostlar.. Genişleyerek "Millet"e kadar giderdik. Ayni
vatanın çocukları.. Ayni inancın bağlıları Ümmet olurdu.. En sonda
da tabii, "Dünyalı olmak" vardı.. Yani insan olmak.. İnsanı
hayvandan ayıran en önemli özelliklerden biriydi toplum olmak..
Sosyal olmak..
Şimdi bu toplumlara bakın.. Hepsinin, ama hepsinin ortak
neşelendikleri, ortak hüzünlendikleri günler vardır.. Bu ortak neşe
ve hüzünlerdir aslında onları bağlayan.. Toplum yapan.. Ve de var
olan bağları, bu vesile ile göstermelerine sebep olan..
Ailede evlilik yıldönümleri, doğum günleri böyledir mesela.. Böyle
günler yakın dost çevresini de kapsar.. Ulus oldunuz mu, ulusal
günleriniz olur.. Bayramlar, yaslar.. İnanç birliklerinde de, dini
bayramlar ve matemler..
"İnsan" olduğumuzu anlatan günler ise, ne sınır tanırlar, ne kan,
ne ırk, ne inanç..
Anneler Günü böyledir mesela..
Giderek yayılan Sevgililer Günü mesela..
Ve de güncel konumuz, üç gündür yazıyorum.. Yılbaşı tam da
böyledir.