Dördüncü Yıldız Şölen Gecesi'nde Ali Dürüst ve Abdürrahim Albayrak'a yapılan hakaret düzeyindeki muamele, Galatasaray'ın zafer gecesinin kara lekesi oldu. Dörder dörder yiyerek folluğa dönmüş, darmadağın olmuş, aralarında selamlaşmayı kesmiş adamları, bu iki adam, toparlamayı ve bir "Kolej Takımı" havasına sokup, "Küme düşer" diye dalga geçilenleri, şampiyonluk yoluna sokmayı başarmışlardı..
Ödülleri, "Dördüncü Yıldız Şöleni"nde podyuma çıkmalarının yasaklanması oldu.
Anladınız mı, Galatasaray tribünleri şimdi, ben niye "Böyle bir Kongre'nin üyesi olmak bana gurur vermiyor" diyerek yıllar önce Galatasaray Kulübü üyeliğinden istifa ettim?.
Çünkü bu Kongre göstermelik. Bu Kongre liseci dazlakların kontrolünde.. Kulübü yıllardır perde arkasından idare eden İnan Ağabeyleri işaret ediyor. Bunlar "Kimdir, nedir, necidir" diye bakmadan gidip hür ya, oylarını sandığa boşaltıyorlar. Başkanı İnan Kıraç tayin ediyor, Kongre eğleniyor.. Ne işim var aralarında?.
Bu İnan Kıraç, kulübün en krizli anında, gelmiş geçmiş en başarılı yönetici, en başarılı başkan, bugünkü Galatasaray'ın temelini atan Alp Yalman'a karşı kendi adamını çıkarmak için çırpındı. Güvendiği Cemal Özgörkey dağlarına kar yağınca, başvuru süresinin bitimine saatler kala, eline 164 imzası önceden atılmış kağıtları tutuşturarak Duygun Yarsuvat'ı gönderdi ve Dazlaklar zerre düşünmeden, Alp Yalman gibi kanıtlanmış bir büyük yöneticiyi değil, bir günlük yönetim deneyimi olmayan Yarsuvat'ı seçtiler. Ağbileri öyle emretti diye..