Cennet ülkemizde, birden, sihirli bir el dokunmuş gibi
(Dokunmadı mı) cehennem yoluna taşlar döşenmeye başladı. "Quo
Vadis/ Nereye soruları başladı" dedim.. "Bu soru hayra alamet
değildir.."
Ardından Taha Akyol ve Güneri Cıvaoğlu, yazılarında ayni başlığı
kullandılar.
"Ölmek için yanlış zamanda yanlış yerde olmak yeterli" dedim ve
sordum, "Peki doğru zaman ve doğru yer hangisi bilen var
mı?.."
Dün okudunuz.. Karakolu basmış hainler.. Bir polis şehit.. O sırada
oradan geçen bir vatandaş ise kelimenin tam anlamı
ile "Niyazi!"
O an, orda olmasa yaşamaya devam edecekti. Sivilden şehit de
olmuyor.. İşte o şey yoluna gitmiş oluyorsunuz, alenen, resmen..
Böyle bir ortamda huzur olur mu?.
Böyle bir ortamda mutluluk, refah olur mu?.
Tüm Avrupa sallanır, Yunanistan çökerken, ekonomisi en güçlü
ülkeydik, daha dün. Yabancılar bize yatırım için
koşuşuyorlardı.
Şimdi, tası tarağı toplayıp kaçış yolları arar hale
geldiler.
Millet harcamayı bıraktı, parasını dolara yatırmaya
başladı. Dolar 2.78'e vurdu. Tüketimin azalması,
durgunluk, işsizlik demek. Yani zincirleme reaksiyonla geriye
gidişin pompalanması.. Ekonomik krizin de eli kulağında..
İşte tam bu ortamda Meclis Olağanüstü toplandı. İşimi gücümü
bırakıp, Meclis TV'nin başına geçtim.. Dinlemek, içimi rahatlatmak,
umutlanmak için..
Gün tam da kucaklaşma günüydü çünkü..
Meclis'te gurubu bulunan dört parti adına konuşuldu. Hepsini
dinledim..
Hepsi, ama hepsi "Erken seçim nutku" attılar. Tüm haber kanalları
yayınlıyor ya.. Millet ekran başında ya.. Kasımda da erken seçim
kesin ya..
Olağanüstü Toplantı çağrısını yapan dilekçeyi veren Milletvekili
geldi en son kürsüye..
"Ben bugün bekledim ki, bu yüce Meclis, böyle bir günde ve böyle
bir konuda el ele verecek, kucaklaşacak.. Ne gezer, hepsi kendi
partileri için konuştular" dedi..
"Hay ağzını öpeyim" dememe fırsat kalmadan, kendisi de ayni yola
dalmaz mı?.
"Bir olma, birlik olma zamanı" diyen muhterem de, kendi partisi
dışındakileri "Ötekileştirme" çabalarının en önüne geçmez
mi?.