Vallahi ne seçimler, ne açıklanan aday listeleri, ne de sabahtan
akşama her TV kamerası gördüklerinde birbirlerine sövmeye başlayan
politikacılar umurumda değil.. İnanın değil. Siyasal Bilgiler
Fakültesi'nde, siyasetin bir bilim, ama ayni zamanda bir sanat
olduğunu öğretirlerken, sabahları bana, öğleden sonra gazetecilik
için kollarımı sıvadığımda, siyasetin bizim ülkede ne kadar farklı
olduğunu her gün, her saat gördüm. Babam CKMP'nin Genel Sekreteri,
sonra MHP'nin kurucusu olacak kadar siyasetin içindeyken hem de,
kendimi, spora ve sanata verdim..
Üçüncü "S"yi, elimin kenarıyla iterek..
Bugün bakıyorum, iyi de etmişim..
Siyaseti yazan, vatanı kurtaran binlerce köşe var.. Spor, futbola
esir düşüp tükenmiş. Kültür ve sanatı, birkaç idealist dışında
yazan hiç yok..
Gazetemin bana ayırdığı çok geniş alanda kültür ve sanat üzerine
bol bol yazmaya beni biraz da bu durum teşvik ediyor..
"Ülkemin temel direği, kültür ve sanat adamlarını, olaylarını da
biri yazmalı" diyorum kendi kendime.. "Özellikle de gençleri..
Atatürkümün kurduğu Cumhuriyeti emanet ettiği kuşaklar onlar..
Harika işler başarıyorlar. Kimsenin haberi yok.. Biri yazmalı.."
..Ve yazıyorum. Yazmak için izliyorum.. İzledikçe coşuyorum.