Bir, sadece bir gün için gidebildim, İzmir'e.. Fuar'a.. 85'inci
İzmir Fuarı'na.. Ve de harika saatler geçirdim.. İzmirliler 10 gün
boyu yaşadılar bu güzellikleri diye de onları fena halde
kıskandım.. Kıskançlığım teşekküre engel değil..
Teşekkürler!.. Teşekkürler.. Teşekkürler!..
Bu üç teşekkürün birincisi, Fuar'ı yeniden efsane yıllarındaki gibi
canlandırma yolunda kollarını sıvayan İzmir Anakent Belediyesi
adına, Başkan, dostum Aziz Kocaoğlu'na.. İkincisi, 85. Yıl
Festivalinin böyle muhteşem bir katılımla (18 ülke, 600 sanatçı)
harika bir kültür, sanat ve şov günlerine dönüşmesini sağlayan
sponsor Folkart'a.. Üçüncüsü de, tüm etkinliklerin organizasyon ve
planlamasını gerçekleştiren, bu müthiş ağır taşın altına ellerini
koyan Volkan ve Bora Severcan kardeşlere..
Perşembe gecesi, hafta arası, akşam saat 7 gibi girdik Fuar'a..
Sevgili dostum, can kardeşim Ünal Ersözlü, bir elektrikli araba
ayarlamış.. Onunla Fuar'ın büyük kısmını gezdik.. Nasıl
kalabalıktı.. Yolumuz sık sık kesildi.. Çünkü Fuar'da sokak
gösterileri de vardı. Hayatımda belki de ilk defa, trafiğimin bu
kadar sık kesilmesinden mutluluk duydum.
"Bu ne kalabalık" dedim.. Ünal "Cumartesi gecesi 160 bin bilet
kesildi kapılardan" dedi.. Bilet dediğin 3 lira tam, 2 lira
öğrenci..
Oyun 8.30'da.. 8.15'te Açık Hava Tiyatrosu'nun önüne geldik ki, ucu
görünmeyen bir kuyruk.. Bu kuyruktakilerin hepsi girsin diye, oyun
20 dakika geç başladı iyi mi?. Ve ben bu gecikmeye de nasıl mutlu
oldum, tahmin edersiniz?.