Sabah kahvemle gazetemi bitirmiş, Günaydın ekimizi açmıştım ki,
tokat gibi bir başlıkla irkildim..
Böyle haykıran, Yeşilçam'ın en ünlü yıldızlarından, gençlik
yıllarımızın neşesi, keyfi Eşref Kolçak'tı..
Haberi yazan genç arkadaşım Gökhan Gökduman'ı da, başlığı atan
editörü de kutlarım..
Eşref, Büyük Eşref "Yeni dizi ve filmlerde bize iş vermemelerine
çok üzülüyorum. Fikret Hakan çalıştırılmadığı için kahrından öldü"
demiş.
"Bana niye rol teklif etmiyorsunuz" diye sormuş yapımcılara,
yönetmenlere..
Ondan korkuyorlarmış da ondan çekiniyorlarmış gençler..
"Ben korkuluk değilim" çığlığı ondan.
"Bizlere rol verenler çok şey öğrenirler ve asla kaybetmezler" diye
de nasihat etmiş, anlayanlara..
Haksız mı?.
Tesadüfe bakın.. Bu haberi okuduğum sabahın 18 saat öncesinde bir
film izlemiştim, yatmadan evvel..
"Kitap Kulübü.." Filmde Oscar kazanmış 4 oyuncu var. Jane Fonda,
Diane Keaton, Richard Dreyfuss, Mary Steenburgen.. İki de Oscar
adayı..
Andy Garcia ve Candice Bergen..
Başta Don Johnson bir yığın daha ünlü cabası. 82 yaşındaki Jane
Fonda dahil yaş ortalamaları 70'in üstü.
Filmi çeken genç Bill Holderman'ın da ilk yönetmenliği bu, bakar
mısınız?.
O genç adam ilk işinde anası, babası yaşında 6 Oscar devini
yönetmekten korkmuyor da, bizimkiler Eşref Kolçak, Fikret Hakan'dan
çekiniyorlar öyle mi?.
Oysa bu dev isimler, filmlerin, dizilerin süsü, tuzu, biberi
olurlar.
Lezzet katarlar, bir bilseler..
Eşref Kolçak kuşağından korkanlar gitsinler bu hafta hemen ve Kitap
Kulübü'nü mutlaka izlesinler.
Görecekleri çok şey, alacakları harika dersler var. Hem sinema
adamı, hem insan olarak..
Kitap kulübü "Akıl kafa kâğıdında değil, kafadadır" demek için
çekilmiş..
Diyor da.. Hem de ne kadar neşeli diyor.. Hoş ve de, kafiye
tutmayacak ama, "Boş" değil, çok "Dolu" film.. Son zamanlarda bu
kadar güzel bir film izlemedim, bu kadar çok gülmedim..
Jane, Diane, Candice ve Mary, liseden beri arkadaş dört "Yaşlı"
kadın. Hepsi Los Angeles'ta yaşıyor.
Hepsi de "Bu yaştan sonra artık" diyenlerden.. Hayattan ellerini
ayaklarını çekmişler..
Tek eğlenceleri ayda bir buluşmak..
Her buluşmaya, sıra ile birisi elinde kendi seçtiği bir kitabın
dört nüshası ile geliyor ve dağıtıyor.
Herkes o kitabı bir ay sonraki buluşmaya kadar okuyacak.. Sonra
oturup üzerinde konuşacaklar. Ne güzel bir adet bu..
O buluşmaya gelen kitap "Grinin 50 Tonu.." "Bizden geçti" diyen
kadınları önce utandırıyor, sonra heyecanlandırıyor okudukları..
Sonra..
Ötesini filmde izleyin ve görün, "Yaş, yaşlılık, kafa kağıdı
eskimesinde mi, yoksa kafada oluşan "Tamam" peşin hükmünde mi?. Ya
da bu fikri çakan "Etraf ne der" korkusunda mı?.
1944 yılında, okuduğu sanat okulunu terk edip bir revüde sahneye
çıkan Eşref Kolçak'ı, o zamanlar kapalı gişe müzikaller oynayan Ses
Opereti'nde şarkı söyler, dans ederken izledim. Amerika'da doğsa,
Howard Keel olurdu muhtemelen.
O kadar yetenekliydi, şarkıcı, dansçı ve oyuncu olarak.. Sonra
Yeşilçam kaptı ve 180 filminde baş rol oynattı..
En sonrası işte Gökhan'ın haberi..
"Korkuluk değilim ben!." Oscarlı oyuncu Richard Dreyfuss'un Kitap
Kulübü'ndeki rolü, nerden baksanız beş dakika falan.
Ama o 5 dakikalık rolü Oscarlık ihtiyara(!) teklif etmişler.
O da kabul etmiş, gocunmadan..
Gidin de görün, filme nasıl lezzet katıyor, Richard.. Nasıl
renklendiriyor?.
Görün de Eşref'in, Eşrefler'in peşine düşün!.