İstanbul Valiliği yeni kurduğu Turizm Polisi'ne "Milion Taşı"
adı verilince, bu taşı nerdeyse ortaya çıkaran ve önemini günlerce
bu sayfalarda anlatan Bizans Uzmanı, tarih yazarı Radi Dikici
Üstad'ın çok mutlu olacağını ve bir şeyler diyeceğini
yazmıştım.
Beklediğim yazı geldi..
Buyrun!..
***
1 Mayıs günü yine yüreğim ağzımda benim sevgili Milion Taşı'nı
ziyarete gittim.
Acaba ne durumdadır, diye merak içinde.
Acaba beni bir sürpriz bekliyor muydu? Hele hele yeni kurulan
turizm polisine "Milion Taşı" unvanının verilmesi umudumu
artırmıştı. Karşısına oturdum ve uzun uzadıya baktım ama hüzünle ve
yüreğim parçalanarak..
Baştan ve tekraren şunu söyleyeyim. Milion Taşı Türkiye'nin
tanıtımı açısından en az Ayasofya, Yerebatan Sarnıcı kadar
önemlidir. O ülkemizin en büyük servetlerinden biridir.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı Kültür A.Ş'nin Genel Müdürü Nevzat
Kütük'e taşın kötü durumunu anlatmıştım.. O da bana, "Bu konuda söz
veriyorum.
Bu hepimiz için önemlidir.
Gerekli girişimlerde bulunacağım.
Milion Taşı'na gereken önem verilecektir," demişti.
Roma İmparatorluğu döneminde, Milion Taşı, yazımıza ek haritada
görebileceğiniz gibi Roma-Bizans İmparatorluğunun merkezi
Konstantinople'a, İmparatorluğun "0" noktasınıbelirlemek için
konmuştu..
Taşın arkasına bir de bina yapılmıştı. Orada satılan haritalarda
örneğin, Konstantinople'dan Milano veya Kudüs veya Antakya'ya
gidilecek yolların çizimleri yanında, bir de o zamanın ölçülerine
mesafe de yazılıyordu, şu kadar bin fersah gibi.
Nevzat Bey sözünde durmuştu.
Belki ona göre yapılanlar yapılmıştı veya bu şekilde
bilgilendirilmişti. Bir kere taş çöplük olmaktan kurtulmuştu.
Temizlenmişti. Önündeki toprak bölümler çiçeklerle
donatılmıştı.
Bir de, bazı şehirlerin Konstantinople'a yani İstanbul'a mesafesini
gösteren yeni levhalar asılmıştı.