Başakşehir karşısında rakip kaleye isabetli tek şut atmayarak,
tarihinin yüz karası maçını oynayan Galatasaray'ın, referandum
sayesinde 15 gün ara bulması bir talih.. Ama bu 15 günün sonunda,
Fenerbahçe ile oynayacak olması da ayni derecede büyük
talihsizlik.. Çünkü herhangi bir takıma bir kere daha yenilmekle,
kendi sahasında Fenerbahçe'ye, hem de bu Fenerbahçe'ye kaybetmek
arasında büyük fark var..
Salı akşamı 90a programında, Güven Taner, Kemal Belgin ve
Serkan Korkmaz dostlarıma sordum..
"Bu 15 gün içinde Galatasaray'da,
bir şeyler bekliyor musunuz?."
Hiçbiri hiçbir şey beklemiyordu.. Haklıydılar..
Takımı bu rezil hallere düşüren ve mükafat olarak daha geçen gün
Kongre'den ibra alan Yönetim'den ne beklenebilirdi ki?.
Daha da rezil olmayacaklarına göre oturup Fener maçını
bekleyecekler, hasbelkader bir mucize olur da, yenilmezlerse,
utanmadan devam edeceklerdi tabii..
Dün sabah gazetelerde bir haber okudum. Masa başında yazıldığı
belli.. Bu tür haberleri, her kulüp sıkıntıda olduğunda
üretirler..
"İgor için son şans.. Fener'i yenemezse gidecek!."
Gerçekleri haber almak ve yazmak, yani muhabirlik bitti. Son
örneğini de geçen hafta yaşadık. İgor'un Başakşehir maçına Adana'yı
4-0 yenen kadro ile çıkacağını "Haber" diye yazdılar ve sahaya
çıkan, baştan aşağı oynanmış o garip on biri görünce de
utanmadılar..
Yahu bir gazetede iması olmaz mı?. Hadi ne yapacağını bilmiyorsun,
bari, ima et, bir milim haber alma imkânın olsun.. "İgor sürpriz
yapabilir" de be adam, eğer sende "Muhabirlik" denen mesleğin "M"si
varsa..