Perşembe gecesi yorgundum, biraz erken yattım.. Sabah rutin
kalktım. Kapıya gidip gazetemi aldım... Kahvaltı masama yayarken
manşeti gördüm...
Fransa'da, Nice'de dehşet! Benim güzel anılarımla dolu o dünyaca
ünlü İngiliz Promenadı (Yani, benzetmek gibi olmasın, İzmir'in
Kordon'u gibidir) bir terör eylemine sahne olmuş.. Onlarca ölü,
yaralı.. Gece saat 22.30'da olmuş olay.. Hemen salona televizyona
koştum, kahvaltıyı falan unutup..
... Ve dehşet içinde gördüm ki, o televizyonların kendisinde,
kahvaltıyı bırakıp işin başına koşanlar yok...
Hele de CNN Türk!.. İlk açtığım oydu.. Uluslararası en büyük haber
kanallarından CNN ile bağlantılı olduklarından, en son haberleri,
en geniş görüntüleri orda bulacağımı düşünmüştüm refleks olarak.
Hatta, olaya geceden el koymuş CNNInt'le ortak yayın bile
yapabilirlerdi..
Gördüğüm ne oldu bilir misiniz?.
Ekranın fonunda boydan boya bir "Parametre" yazısı.. Her iş günü
sabahının standart ekonomi programı yani.. Sağ yanında tepeden
aşağı bir sütun iniyor.. Bir dolar o sabah kaç Japon yeni.. Brent
petrolün varili kaça.. BİST FİN'de (Ne karın ağrısı ise, bilmem..)
son durum..
Onlar yazıyor ve Parametre sunucusu karşısında gene her gün oturan
kişilerle sohbet ediyor..
Yani milletle alay ediyorlar resmen..
Ötekiler, NTV ve Habertürk biraz daha iyiler. Hiç değilse, ekonomi
programı havasından çıkmışlar.. Ama tam 11 saat önce gerçekleşmiş,
dünyayı bir kere daha sarsan terör eylemi konusunda gece boyu
onların da bir hazırlık yapmadıkları belli.. Haber TV'cileri de her
sabah olduğu gibi kalkmış, benim gibi kahvelerini içip işe
gelmişler.. O rehavetle, ajanslar ne veriyorsa, onu ekrana
getiriyorlar.. Tabii yetmiyor, sürekli yayını doldurmaya. Onun
çaresi öteden beri belli. Birini çağırıyorlar.. Kimdir, millet onun
görüşlerini ne kadar merak eder, ne kadar ilgiyle dinler, önemli
değil.. En ucuz, en bedava, en kolay haber programcılığı(!) yolu
budur ülkemizde.. Koy haber spikerinin karşısına birini.. İçerden
"Toparla" işareti gelene kadar konuşsunlar..