Merkez Hakem Komitesi Başkanı sevgili dostum Yusuf Namoğlu da
tanıyamaz hale geldiklerim arasında.. Parlak hakemdi. Daha sonra
hakemleri, hele de Beşiktaş Belediyesi'ni olağanüstü yönetti. Bugün
ilçe sokaklarında Namoğlu izini, imzasını görmeden dolaşamazsınız..
Hele de mahalle aralarına kazandırdığı parklar.. Anneler
çocuklarını alıp hemen kapı önüne iner gibi parka gitsinler,
komşularıyla vakit geçirsinler diye..
O Yusuf Namoğlu, Merkez Hakem Komitesi Başkanı olduğu zaman ne
kadar umutlanmıştım.. Hem de çok kısa bir süre sonra "Namoğlu, bu
ne rezalet" diyeceğim aklımdan geçmezdi..
Ama bugün durum aynen öyle.. Hemen her hafta, hemen her maçta bir
hakem rezaleti izliyoruz. Namoğlu'ndan gık yok.. Tersine, o
rezaletleri yaratanları ertesi hafta hem de en önemli maçta
görevlendirip ödüllendiriyor..
Örnek mi?.
Tonla..
İşte Cüneyt Çakır!.
Dünya çapında bir hakem dışarda.. Ama içerde "Eyyamcılar Kralı!."
Genç hakemlere "Bu ülkede her ay, hakemlikten nasıl onbinlerce lira
kazanmaya devam edilir" konulu dersler veriyor, her maçında.
İki örnek vereyim..
Fenerbahçe- Galatasaray maçında, Serdar Aziz, hem de nasıl yaka
paça indirildi. Fener medyası "es" geçti tabii..
Ödül diye bir derbi daha verildi. Beşiktaş- Başakşehir. Orda bir
Başakşehir golünü hem de 88'inci dakikada iptal etti ki, akıl
almaz. Bir tek Erman Toroğlu, gerçeği ortaya koyan soruyu sordu..
"O golü, Fener, Galatasaray, Beşiktaş atsa iptal eder miydin,
Cüneyt?."
Yan yana koşan iki adam. Mossoro Oğuzhan'ın yanından hızla geçiyor.
Oğuzhan kendini yere bırakıyor. Cüneyt, pozisyonun içinde..