(Bu yazı aslında geçen pazartesi yazıldı. Sıcağı sıcağına.. Sonra istedim ki, pazara bırakırsam, özellikle Yeni Asır'ı yapan arkadaşlar daha rahat okuma fırsatı bulurlar ve ne demek istediğimi çok daha iyi anlarlar..)
***
Yeni Asır Genel Yayın Müdürü Şebnem Bursalı kardeşim, "Hıncal Ağbi beni sevmez" diyormuş, ben Yeni Asır'ı eleştirdikçe.. Bu ülkede anlayış bu.. Översen "Sever" oluyorsun.. Yerersen "Sevmez.."
Kırk yıllık dostlarım, koca koca adamlar, çocuklar gibi küsüyor, eleştirdiğim zaman. Dostluğu bitiriyorlar hatta.. O zaman anlıyorum ki, aslında benimle değil, kalemimle dostlarmış bunca yıl. O zaman da, gidişlerinde, ben de pek bir şey kaybetmiş olmuyorum..
Bak Şebnem, Yeni Asır, dünyaya örnek, muhteşem bir "Yerel Gazete" idi. İzmir'de her eve giren ikinci gazeteydi. İzmirli Hürriyet alırdı, yanında Yeni Asır. Milliyet alırdı, yanında Yeni Asır.. Tercüman, Vatan, Yeni Sabah alırdı, yanında Yeni Asır.. Niye?.
Yeni Asır yerel gazeteydi çünkü.. İzmirli çevresinde olan her şeyi Yeni Asır'dan öğrenirdi. Çevresinin sorunlarını Yeni Asır'ın ortaya koyduğunu, çözdüğünü bilirdi. İzmirli biri, Van'a gidip başarılı iş yapsa, izini Yeni Asır'da takip ederdi. Öylesine "Yerel"di Yeni Asır.. Ankara ile pek uğraşmazdı. Hep İzmir'di birinci sayfası.. Hep İzmir, hep İzmirli.. Yeni Asır'ın Başbakanı, İzmir Belediye Başkanıydı.