Dünkü "Yeni fikirleri konuşmak ve tartışmak" başlıklı yazımı
okuduğunuzu farz ederek şimdi konuya giriyorum..
Gazetelerde, hem de birbiri ardına en okunan, en önemli köşe
yazarlarının kalemlerinden dalga geçen, alay eden yazıları okuyarak
haberdar olduğum konuya..
Bir Deniz Bilimleri uzmanı bir profesör "Tufan" adlı bir kitap
yazmış.
İlginç fikirler ileri sürmüş.
Din kitaplarında yazan bilgilere göre, yüzlerce metre
yükseklikteki dağlar gibi dalgalara dayanacak ve içinde binlerce
canlı türünü, dişili erkekli taşıyacak güçte ve büyüklükteki
geminin tahta değil, çok gelişmiş bir teknoloji ürünü olması
gerektiğini yazmış. Bu geminin aylarca sularda kalmasını sağlayacak
yakıtı depo etmesinin nükleer enerji dışında mümkün olmadığını
anlatmış. Oğlunu, gemisine ancak telsiz telefon, yani cep telefonu
ile çağırabileceğini, gemiden, ufukta görünmeyen karaya, güvercin
değil, ancak insansız hava aracı uçurabileceğini, o uçan nesne
geriye bir zeytin dalı ile döndüğüne göre, geminin Ağrı, ya da Cudi
dağlarında değil, Ege'de bir yükseltide karaya oturduğunu
söylemiş.