Can Dündar ve meslektaşı Erdem Gül'ün tutukluluklarına, avukatlarının yaptığı itiraz bir üst mahkemede reddedildi. İki meslektaşımız davalarına tutuklu olarak devam edecekler.
Tutuklama kararını destekleyen devlet adamı da, ülke aydını da pek yoktu.
Başbakan Davutoğlu, yardımcısı ve hükümet sözcüsü Kurtulmuş, fikirlerini ifade eden öteki hükümet ve iktidar partisi mensupları da, "Tutuklu Yargı"ya katılmadıklarını belirttiler.
Medyanın tüm saygın yazarları "Yargılama tutuksuz olmalı"da söz birliği ettiler..
Bu ortamda üst mahkemeden itirazın kabulü beklenmeye başlandı. Dündar ve Gül, bilemedin 48 saat içinde özgürlüklerine kavuşacaklardı. Öyle düşünüyorduk.
Ama Üst Mahkeme, itirazı reddetti.. "Tutukluluk halinin devamına" kararı verdi.
Şaşırdım mı?.
Hayır?.
Çünkü, o "Ret" kararını veren yargıcın yerinde ben de olsam, ayni kararı verirdim.
Dün, Can Dündar'la nasıl kardeş gibi olduğumuzu anlatan ben..
Tutukluluk kararı için "Yanlıştır. Yan- lış- tır" yazısının mürekkebi kurumamış ben..
Çünkü Can'ın avukatları öyle bir itiraz dilekçesi yazmışlardı ki, devletine, milletine, hukuka ve kendisine saygısı olan hiçbir yargıç, bu dilekçeyi kabul edemezdi..
İtiraz dilekçesinin tümünü aynen alıyorum..
"Biz üzerimize düşeni yapıyor ve Anayasa'ya, yasalara, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırı olan tutuklama kararlarına itiraz ediyoruz. Gerisi sizin bileceğiniz iş. Tercih ve sorumluluk sizindir."
Hepsi bu. Başı, sonu, ortası, hepsi üç cümlecik..
Sevgili Can,