Şimdi bir eksen lafı çıktı.. Bu laf aslında İkinci Dünya
Savaşı'ndan önce çıkmıştı, dünya siyaset sahnesine.. Savaş öncesi
Almanya, İtalya ve Japonya anlaşma yapınca, bunlara ve sonradan
katılanlara, "Eksen devletleri" denir olmuştu.. (O zamanın
Türkçesiyle mihver.. Uluslararası adıyla axis..)
(..Bugün) Türkiye'nin eksen değiştirmesi, Cumhuriyet'le birlikte
içinde yer aldığı Batı'ya sırtını dönmesi oluyor. Batı'ya sırtını
dönünce de, Doğu'ya bakar oluyorsun..
Eksen değişirse, değişir.. Batı'nın kölesi miyiz biz?. Sömürgesi,
kolonisi mi?. Avrupa Birliği rezilliğini görüyorsunuz.. Kimleri,
neleri aldılar Birliğe Türkiye'yi resmen oyalıyorlar.. Fransa ve
Sarkozy oyalamayı da bıraktı. "Türkiye Avrupa Devleti değil ki, ne
işi var içimizde" diyor, resmen..
Avrupa Futbol Şampiyonası'nı o Fransa ve Sarkozy'ye kaptırdık.
Oylama sportif miydi, siyasi mi?. Beni güldürmeyin, kendinizi
kandırmayın.
Efendim, Türkiye Müslüman ülkelere yaklaşıyormuş..
Avrupa Birliği'nin bir Hıristiyan Kulübü olduğunu bilmeyen var
mı?.
Adam bana "Sen coğrafya olarak Doğusun, Hıristiyan da değilsin, ne
işin var aramızda" diyecek. Niye diyecek?.. "Nasılsa gidecek yeri
yok. O ikinci sınıf devlet statüsü ile bizim izin verdiğimiz kadar
ardımızda olur.."
İşte o, o kadar uzun boylu değil.. Olamaz.. Olmayacağını 40 sene
evvel, Başbakan İsmet İnönü, Amerikalılara söyledi hem de..
"O zaman yeni bir dünya kurulur. Türkiye de bu dünyada yerini
alır.."
Türkçesi "Ayağını denk al Batı, Türkiye babanın uşağı değil"
demekti bunun..
Turgut Özal, burnundan kıl aldırmayan Avrupa Birliği'ne karşı,
Ruslarla, Karadeniz Birliği'ni kurunca, "Eksen" bir daha gündeme
geldi, aslında.. Ardından Türk Cumhuriyetleri ile birlik için
kolları sıvadık.. Ama "Ağabeyliğe kalkışınca" Rusları ürküttük,
Orta Asya'yı kızdırdık, yürütemedik. Karadeniz ve Asya'da hızlı bir
gelişmeyi başarsaydık, Avrupa şimdi mumdu..