Biliyorum, sonuna dek okuyan pek çıkmayacak.
Diyelim okundu.
Gene işe yaramayacak. Bu ülkede tehlike yakın d eğilse, yumurta kapıya gelmediyse, İmam bildiğini okuyor çünkü.
60 yıllık deneyimlerimle biliyorum.
"Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası" içindeyiz, farkında mısınız?.
Öyle fazla uzak da değil, 2050 yılında (Ben o yıl dünyada olmam ama gene de benim umurumda) dünya üzerinde insanlar en basit hastalıklardan hayatlarını kaybedecekler. Çünkü en basit bakteriyi bile yok edecek antibiyotik kalmayacak dünyada.. Böyle gidersek..
Hayır.. Onun bunun teorisi, korkutması değil. Ben kendim yaşadım, biliyorum..
Önce bir böbreğimi aldılar. Sonra hastane mikrobuna yakalandım. Temizlemek için bir ameliyat daha.. Sonra kalın bağırsağım iltihaplandı. Delindi. Ameliyatla nerdeyse bir metresini aldılar. Bağırsağın ucunu da torbaya bağladılar. Sonra bir ameliyat daha, torba alındı, bağırsak yerine kondu.
Yetmedi. Tüm bu ameliyatlar sırasında bana bağlanan taze kanlardan birisinden kaptım, sarılık oldum. Yetmedi, bu uzun süreçte üç defa mide kanaması geçirdim.
Ama hepsini yendim.. Çıktım hastaneden..
Ve bu dağları deviren ben Hıncal Uluç, genelde kızlarda sık görülen çok ama çok basit bir idrar yolu hastalığı sistitten ölüyorum.
Sistiti öyle zayıf bir bakteri yapar ki, vücut bağışıklık sistemi bile çöker aslında..
Hastanede sonda yaparlarken kapmışım sistit mikrobunu meğer. Antibiyotik verdiler..
İşe yaramayınca kültür yapmaya karar verdiler..
Mikrobu alıyorlar. Her çeşit antibiyotikle tüpte buluşturuyorlar. Hangisi etkili ortaya çıkıyor. Bir rapor geldi, baştan aşağı kırmızı.. Yani o basit sistit mikrobu, antibiyotiklerin nerdeyse hepsine dayanıklı, iyi mi?.
Bir yıl boyu hastanede aldığım tonla antibiyotik bu sonucu yaratmış.
Bre aman.. Okyanuslar geçtik, bizim köyün yarım metrelik Kocaçay'ında boğulacağız..
Sistiti yok edecek bir antibiyotik var, teste göre.. Baktrim..
Böbrek ve Karaciğer'de toksik, yani zehirli etkisi olduğu için bunu hiç kullanmamışlardı, bir yıl boyu..
Şimdi tercihe bakın.. Ya sistitten öleceğiz.
Ya da onu öldürecek antibiyotiğin zaten sarılıktan arızalı karaciğerimi, ya da tek kalan böbreğimi de yok etmesi riskini göze alacağız..
İkinciyi seçtik mecburen..
Bir baktrim iğnesi yapıyor hemşire..
Ardından böbrek ve karaciğer testi.. Öylesine dikkatli, kontrollü kullanımla sistiti, böbrek ve karaciğere fazla zarar vermeden yenebildik de, işte 2018 yılını görebildim. *** Ülkemizde antibiyotiğin halk arasındaki adı "Ateş ilacı"dır.
Ateşi 38'e çıkan antibiyotik alır. Doktorlar hemen yazarlar. Eczaneler reçetesiz bile verirler.
Aspirinden yaygın kullanılır.
Uygulama, sadece bizde değil, dünyada böyle olduğu için işte "Antibiyotik Farkındalık Haftası" icat edildi. Edildi ki, böyle aptalca antibiyotik kullanımı insanlığın sonunu getirmesin.
Nasıl kullanacağız antibiyotiği..
1- Mutlak kültür yaptıracak ve bizi hasta eden bakteriyi hangi antibiyotiğin öldürdüğünü tespit edeceğiz. Kültür yaptırmadan antibiyotik veren doktora güvenmeyin.
2- Doktorun kültür sonucu seçtiği antibiyotiği, iyileşene kadar değil, doktorun verdiği hapların hepsi bitene dek almaya devam edeceğiz. "İyileştim" diye erken kesmeniz, bakterinin tamamen yok olmasını engeller, kalanların da artık o antibiyotiğe dayanıklı/ resiztans olmasını sağlar. *** Şimdi anladınız mı, niçin "Bu yazı boşuna yazıldı" dediğimi..
Başınız ağrıdı. Ateş 38.5.. Gidip kültür yaptıracak, doktor 24 hap verdi, ertesi gün ateşiniz düştü, ağrınız bitti, gene de bir hafta yutmaya devam edeceksiniz öyle mi?.
Boş ver yahu.. İlaç dolabında ateş ilacı var. Sizde yoksa, komşuda vardır. Ona iyi gelmişti hani.. Alır iki tane yutarsınız, tamam..
Antibiyotik Farkındalık Haftası mı?.
30 sene sonra dünyada mikrop öldürecek tek antibiyotik kalmayacak mı?.
Boş verin yahu.. O zamana dek kim öle, kim kala.. Hem Tıp Bilimi ne güne duruyor..
Yeni bir ilaç bulurlar nasılsa, 2050'ye kadar..
Siz alın hapınızı yutun..
Hapı yutun!.
Dünya, insanlık hapı yutsun!.
Çocuklarınız, torunlarınız dahil!.