Ben "Dostum" demekte inat ve ısrar ediyorum ama Ahmet Hakan hâlâ
ayni kanıda mı bilmiyorum.
Sempati ve antipatilerimi zerre katmadan, lafı evirip çevirmeden
yaptığım eleştiriler yüzünden selamı sabahı kesen o kadar çok
dostum oldu ki..
İlkem hiç değişmez.
"Tabak sevdiği deriyi yerden yere vurur!."
Ahmet Hakan, Ana Haber sunuculuğuna başlayınca, ona yardımım olur,
diye daha önce hiç izlemediğim Kanal D Ana Haberleri'ne evde
olmasam da kaydedip bakmaya başladım.
Eleştirilerimi de yazdım..
Selam sabahın kesilmesi dışında pek bir tepki alamadım.
Bir Ana Haber sunucusunun en önemli özelliği inandırıcı olmasıdır.
Bir insan yüz binlerce seyircinin gözünün içine bakarak, 15
dakikalık reklam arasına "Kısa" derse, inandırıcı olabilir mi?.
Ahmet inat ediyor.. "Bile bile yalan sana yakışmıyor" dediğimde
"Efendim Ahmet'e yüklenme. Kanal öyle demesini istiyor" diye
savunanlar oldu, köşelerinde.. O daha feci..
Kanal öyle istiyor diye herkesin bildiği yalanı bile bile söyleyen,
"Patron öyle istiyor" diye de neler yazmaz, düşündünüz mü hiç?.
Ben çok okuduğum bir yazarın, hem de dostumun bu duruma düşmesini
istemiyorum.
İkincisi.. Sevgili Ahmet, sunduğu ana haberlere kendi kişiliğini,
kendi kimliğini katamadı.
Yazılarındaki zekâ, mizah, çarpıcı kısa yorumlar ekranda yok.. O
zaman niye Ahmet Hakan?. Niye spikerlik eğitimi almış, Türkçeyi en
güzel konuşan biri değil?.
Yazdıklarımın bir işe yaramadığını, tersine bir dost daha
kaybettirdiğini görünce izlemez olmuştum.