Annem, İstanbul'a gittiği için benden bir yaş küçük olan
kardeşim Hasan'la artık Dadaruh'un yanından hiç ayrılmıyorduk.
Bu, babamın seyisi, yaşlı bir adamdı.
Sabahleyin erkenden ahıra koşuyorduk.
En sevdiğimiz şey atlardı.
Dadaruh'la birlikte onları suya götürmek, çıplak sırtlarına binmek,
ne doyulmaz bir zevkti. Hasan korkar, yalnız binemezdi. Dadaruh onu
kendi önüne alırdı. Torbalara arpa koymak, yemliklere ot doldurmak,
gübreleri kaldırmak eğlenceli bir oyundan daha çok hoşumuza
gidiyordu.
Hele tımar. Bu en zevkli şeydi.