*
Mezarlığın en yoksul bir köşesinde, yağmur sularıyla aşınmış,
rüzgarlarla dağılmış mezar tepecikleri arasında, bunlardan birinin
üzerinde, cılız iki kayın ağacının dantelli gölgesi altında, basma
entarili siyah başörtülü, yaşlıca bir kadın oturuyodu.
Kadının, yarı yarıya kırlaşmış saçlarının bir kakülü, kuru ve
buruşuk sol yanağı üzerine düşmüştü.
İnce dudakları, sımsıkı kapalıydı; bunların uçları ağzının iki
yanında derin birer çizgi meydana getirecek biçimde aşağıya doğru
sarkmıştı. Göz kapakları da, çok ağlamış, çok acı çekmiş ve uykusuz
geceler geçirmiş insanlarda olduğu...