Yıl 1990.. Bir gün, Cumhuriyet'e haftalık televizyon sayfası
yaptığım günlerde yakından tanıdığım, TRT'nin Altın Günleri'ni
yaratan ve yaşatan ekibin önde gelenlerinden Tarcan Günenç (Nurlar
içinde yatsın) telefon etmiş, "Ulusal Video" adlı bir TV Yapım
Şirketi'nin TRT için, dışardan "Bir Başka Gece" adlı bir kültür,
sanat ve eğlence programı yapacağını söylemişti.
"Arada bir de minik spor bölümü var. Orada haftada bir, bir ünlü
spor adamı konuğunla söyleşi yapar mısın" demişti.
Tarcan kırılır mı?. "Tabii" dedim.. Tarcan yapımcı olacaktı.
Nişantaşı'nın kargacık burgacık yollarından geçerek ulaşılan Ulusal
TV'nin, birkaç apartmanın bodrum katları birleştirilerek yapılan
stüdyosuna hafta bir gelip gitmeye başladım.
Bir gün gene çekime hazırlanırken "Türker Bey geliyor" diye bir
haber geldi. Ortalığın halini görmeliydiniz..
Bir telaş, bir heyecan, bir korku, bir dehşet..
Her taraf nasıl anında derlendi, toparlandı..
Çok sertmiş. Öfkeliymiş.. Yanlış yakaladı mı mahvedermiş..
Kızdı mı ağzından çıkanı kulağı duymazmış..
Anlatıyorlar da, anlatıyorlar bana..
Kimdi bu Türker Bey yahu.. Öğrendim ki, patron oymuş.. İnanoğlu..
Ünlü film yönetmeni.. Onunmuş meğer Ulusal..
Bir ismin bir ortamda böylesi dehşet yaratmasına ender şahit
olmuşumdur..
Türker İnanoğlu ile ilk karşı karşıya gelişim (Karşı karşıya demek
mümkünse.. Bir kenara çekilip, dikkat çekmeden gelip gitmesini
bekledim sadece) işte öyle oldu, yıllar yıllar önce..
***
Karabük Üniversitesi'nin Safranbolu'daki Güzel Sanatlar
Fakültesi'nin mükemmel Kültür Salonundayız. Türker İnanoğlu'na, bu
fakültenin teklifi ve üniversite senatosunun onayı ile "Fahri
Doktor" ünvanı verilecek..
Önce Rektör, Prof. Refik Polat konuştu..
"Sinemaya adanmış bir yaşam" diye başlayıp, bu ünvanın niçin ve
hangi yollardan geçilerek verildiğini anlattı. Ardından eski Meclis
Başkanı ve bakan, M. Ali Şahin, sonra Türker Ağabeyin sinemadaki
dostları, Hülya Koçyiğit, Zafer Ergin, Nehir Erdoğan hem de nasıl
duygu yüklü konuşmalar yaptılar..