Aslında son yıllarda tek, bir tek dizi izlediğim için örneği
Kanal D üzerinden veriyorum ama, biliyorum ki, hepsi birbirinin
ayni.. Yok aslında birbirlerinden farkları.. Öyle yok ki, "Ama biz
Osmanlı Bankasıyız" diyeni bile yok..
Yıllardır, LigTv hakkında yazmadık şey bırakmadım. RTÜK sonunda
"Canlı Yayın Yönetmeliği"ni değiştirdi. Bütün bu eleştirilerimi
ASpor'daki 90a'da yaparken, kanalın yönetmeni Serkan Korkmaz
yanımda oturuyordu. Şimdi bakıyorum, LigTV'de eleştirdiğim ne
varsa, bizim yayınlar ayni..
Yani, Kanal D'ciler alınmasın. Kimi izlersem örneği ordan
veriyorum. TV yazarları kardeşlerim gibi hemen hepsini takip etme
şansım yok..
Şimdi bakın.. Geçen yazımda verdim örneği..
Liselerarası basketbol maçı.. Son saniye.. Bizimkiler 1 sayı
geride.. Şut.. Top potaya yavaş çekimle inerken, saliseler de
tükeniyor. Top potaya on santim kalmışken, önce 15 dakika "Kısa bir
ara.." Sonra bu son saniyenin yavaş çekim tekrarı ve bu defa "Bölüm
sonu" yazısı..
İşin rezillik tarafı iki.. Birincisi, bizim haklarımızı korumak
için eşek yüküyle parayı bizim vergilerimizle alan RTÜK'ün göz
yumması. Yazdık..
İkincisi.. Kanal "Eşek" yerine de koymuyor.. "Eşek" sanıyor, daha
da ayıp!.
Şimdi bakın.. Koç da, öğrenciler de, ağır suçlar işlemişler,
okuldan atılacaklar. Sporsever müdüre çıkıyor, "Bizi kovma bu maçı
alacağız, sonra da şampiyon olacağız" diyorlar. Müdürün haytalara
pek aklı yatmıyor ama, "Bir denersek ne fark eder" deyip izin
veriyor..
Şimdi o top girmezse, koç kovulacak, takım oyuncuları da okuldan
sürülecek. Yani dizi bitecek. Üçüncü haftasında iyi reyting alan
dizi biter mi?. Demek ki, o top basket olacak, maç kazanılacak.. O
zaman, niye çocuk kandırır gibi, basketin girişini bir hafta
sonraya bırakıyorsun.. 170 dakikadır ekran başında, temposuz,
ritimsiz işkence ettiğin seyirci, televizyonu keyif içinde kapasa
olmaz mı?.