Sıfır, bir tükenişi ifade eder çoğu zaman..
Deyimleşmiştir hatta..
"Sıfırı tüketmek!.."
Sıfır tam tersine bir anlam da taşır, hele uzay çağımızda..
Uzayın sonsuzuna giden araçlar, bir geriye sayımla fırlatılırlar..
"10.. 9.. 6..5.. 3.. 2..1 ve.."
"Sıfır" tam da başlangıç anının adıdır.
Almanya İkinci Dünya Savaşı'ndan kelimenin tam anlamıyla sıfırı tüketmiş çıktı. Yenik, bitik, bombalanmış, tüm üretim tesisleri işe yaramaz hale gelmiş, genç neslinin hemen hepsini savaşta yitirmiş.. Ülkesi Doğu ve Batı Bloku arasında ikiye bölünüp, onların denetimi altına girmiş.. Yılgın, bitkin, bezgin, hepsinden önemlisi umutsuz insanlar ülkesi.. Oysa ayni günlerde, onları egemenlikleri altına alan Doğu'dan ve Batı'dan geriye sayma sesleri geliyor.. İnsanları önce dünyanın yörüngesine, sonra uzaya, sonra aya götürecek roketlerin ateşlenme sesleri.. Almanya çökmüş, onlar uzay yolunda..
İşte bu ortamda iki genç Otto Piene ve Heinz Mack ortaya çıktılar. Tesadüf değildi çıkmaları.. Sanatçı kimlikleri vardı. Artı.. Felsefe eğitimleri.. "Karamsarlığı atmalı, her şeye sıfırdan başlamalıyız" dediler.