Seksenli yıllar.. 1954'te Dünya Şampiyonu olurken gurupta bize
bir defa 4, bir defa 7 atmışlardı.
İspanya'yı eleyip geldiğimiz için biz seri başıydık. Bu yüzden,
gurubu ayni puanla bitirince Almanlarla, bir de play off
oynamıştık.
O Almanya'ydı işte Şampiyon olan..
Alman Futbol Okulu ve geleneğinin doğuşuydu, 1954!.. O ekolü
kuran Herberger, yardımcısı Helmut Schön'e, o da Derwall'e
devretmişti. O Derwall şimdi Florya'daydı işte..
Aylık Erkekçe dergisini çıkardığım için o yıllar, vaktim uygundu.
Hemen her gün öğleden sonra Florya'ya gider, Derwall Hoca ile
sohbet ederdim.
Bir gün sordum.. "Yahu Hoca, savaştan çıkmış, nerdeyse tüm genç
kuşağını yitirmiş, her santimi bombalanmış bir ülke, nasıl 1954'te
Dünya Şampiyonu bir takım çıkardı ve de sonrasında ekol
oldu?."
"Her şeyin başlangıcı, "Yokluk" tu" dedi, Derwall.. "Çocuklar,
gençler oynamak, oyalanmak istiyorlardı.
Hiçbir şeyleri yoktu ki..
Mahallede 10 kişi bir araya gelince, iki takım olup maç yapmak
istediler..
Top lazım.. Yok.. Beş numara dediğimiz futbol topuna sahip olan
zaten kulüp kuruyor. Minnacık tenis topları, hatırlarsın,
patlamasın diye içi dolu plastikten yapılan pinpon topu
büyüklüğündeki oyuncaklar, top oldu.. Sıra geldi sahaya.. Çimi
geç.. Toprak saha bile yok.. Ama bombalanmış kentlerde, eğri büğrü
de olsa, oynayabileceğin, henüz üzerinde inşaat başlamamış arsalar
var..