Necati Bilgiç. Ailenin ilk gazetecisi.. Hepimizi bu mesleğe sokan odur.
O devirde, spor sayfaları, spor yazarlığı vardı. Her spor izlenir, her spor yazılırdı.
Yaz olunca tabii, atletizm başta, deniz sporları.. Yüzme.. Yelken.. Kürek..
Galatasaray Adası'nı ilk o zaman gördüm işte.. Havuzunda yüzme yarışları yapılırdı, ama Ada asıl "Kürek" demekti. Galatasaray Kürek Şubesi ordaydı.
Bazen arkadaşlarla buluşur Kuruçeşme parkına giderdik. Kürekçiler antrenman yaparlardı, o zamanlar trafiği nerdeyse yok Boğaz'da.. O incecik fitaların suyun üzerinde kayışını nasıl zevkle izlerdim.. Ve de gıptayla..
Benim için kayık, Moda ya da Kadıköy'de kiraladığımız o tonlarca ağır hantal teknelerdi. Küreklerine asılırdık, canımız çıkardı on metre gidene kadar.
Oysa bu fitalar nasıl ip gibi kayarlardı.
Galatasaray Adası, Boğaz'ın gözdesi, Galatasaray'ın gururuydu.
Tüm rakiplerini hem de nasıl kıskandıran gururu..
Sonra..