Dünya Cenneti İstanbul Boğazı'nın ortasında bir
işgalcinin, hem de Belediye'nin gözleri önünde kaçak yapılanma ile
büyüte büyüte yarattığı bir çirkinlik anıtı vardı. Sahilde
yürüyenlerin, Boğaz'dan geçenlerin göz zevkini piç ediyor, ama
kaçak işgalcisine gece gündüz para basıyordu.
Başka yerleri alayı vala ile basan ve davet ettiği tv
kameraları önünde yıkan Belediye, nedense, bu işgalciyi mahkemeye
vermekle yetinmişti. Kapıya mühürü basıp, dava açmıştı. İşgalci
mühürü kırıp devam etti.
Belediye gene mühürleyip dava açtı.. Bu böyle sürdü
gitti.
Galatasaray'ın başındakiler kulübe beş kuruş hayrı olmayan
Ada'nın işgalcide kalması için çırpınırken, Belediye'nin davası
uzadıkça uzadı. Sonunda yıkım kararı onaylandı.
Kiralanan gayrimenkule kaçak ekler yapmak, anında tahliye
sebebi iken, Galatasaray Kulübü Danıştay'ın kesin kararına da
itiraz etti ve "Karar düzeltmesi" istedi.
Dikkat buyurun.. İşgalci ve kaçak inşaatçı değil, mal sahibi,
o işgalci yüzünden mahkemelere düşen Galatasaray "Kararı düzeltin"
dedi. Kararın düzelmeyeceği biliniyordu. Çünkü kaçak ve de Boğaziçi
İmar'dan izinsiz o çirkin, rezil, utanç veren yapılanma, orda
milyonların gözünün önünde duruyordu. Amaç, davayı uzatmak ve
işgalcinin orada bir sezon daha geçirmesini sağlamaktı Bu amaç da
öyle açıktı ki!.