Avrupa Kupası eve bağlayınca, maç aralarında TV'lerde gezinmeye başladım, zorunlu olarak..
İki programdan bölümler izledim..
Biri M. Ali Erbil şov, öteki Demet Akbağ!.. Asıl adları başka tabii ama, geçiniz.. Dünya böyle şovları, baş oyuncuları ile anar..
İkisi de fevkalade Alla Turca yapımlar..
Yani ritm yok.. Tempo yok.. 5 saniyede geçecek bir şey, beş, hatta 15 dakikada anlatılıyor.. Niye?. "Uzasın" diye.. Laf olsun, torba dolsun diye..
Yani komplo teorileri kurmaya meraklı biri olsam, "Birileri Türk Milletini zehirlemek için televizyonları kullanıyor.. Tüm kanallarımızı tek elden yönetip, bu, yavaş, yürümeyen, ilerlemeyen yayınlarla insanımızı ekran başında uyuşturuyor" derdim kesin..
İlk izlediğim, Demet Akbağ gibi bir usta komedyeni resmen ziyan eden bir şaka programı.. Dört saat, iyi mi?. Dört saatte yapılan şaka sayısı dört.. Sadece dört.. atv yeni kurulduğunda, yayınları yöneten sevgili patronum, arkadaşım, kardeşim Ercan Arıklı, Amerika'nın o zaman dünyaca ünlü şaka programı Candid Camera /Gizli Kamera'da çalışmış bir yapımcıyı davet etmişti. O hazırlıyordu. Sevgili Merve ile (İldeniz) ben de sunuyorduk. Fişek gibi şakalar hazırlıyordu Amerikalı.. En uzunu üç dakika.. Her programda tonla şaka var.. Bizim sunuş metnimizi de, zamanın en usta mizah kalemleri, Hakan ile Utku yazıyorlardı. O da ayrı mizah.. Biraz da o günleri hatırlayıp seçmiştim zaten, çok sevdiğim arkadaşım Demet Akbağ'ın programını, o gece..