Bu bulutlu, bazısı hatta kapkara günlerde içimizi aydınlatan
güneşli günler ve saatlere öyle ihtiyacımız var ki!.
İğrenç, hain, aşağılık teröre mağlup olmadığımızı göstermemiz,
onların istediği panik, bezginlik ve umutsuzluk havasına girmemiz
lazım bir..
Nerdeyse her gün kanayan kalbimiz, buruk içimize bir nefes aldırmak
için, havamızı değiştirecek fırsatları kullanmamız, yaşamın devam
ettiğini, hem kendimize, hem ele güne, hem de o yaşamı değiştirmek
isteyen sebepleri ve kimlikleri değişik, ama amaçları ayni
mahluklara göstermemiz gerek, iki..
İşte günlerden beri ekranlarda dönen "85. İzmir Fuarı'na Davet"
reklamlarıyla Folkart bunu yapıyor.
Folkart bu ülke insanlarından kazandığını bu ülke insanlarına geri
vermeyi düşünen ve tıpkı Enka gibi, Eczacıbaşı gibi bu işi spor ve
sanatla yapan İzmir merkezli bir firma..
İzmir'in nerdeyse kanlı rakipleri Göztepe ve Karşıyaka'nın ikisine
birden göğüs reklamı vererek bir mucize yaratmışlardı.
Şimdi, Kültüre sponsor oldular..
Karanlık günlerin, ışığı, aydınlaştırıcı, birleştiricisi Kültür ve
Sanata, İzmir'e, Türkiye'ye kucak açtılar.
Folkart Kültür Sanat ve Basın Danışmanlığına gelen sevgili kardeşim
Ünal Ersözlü'den gelen nerdeyse küçük bir kitapçık şeklindeki "Fuar
Programı"nı nasıl keyifle inceledim.
Benim Modern Folk Üçlüsü menecerliği yaptığım 60 ve 70'li yıllarda
İzmir Fuar'ı Türkiye'nin en büyük eğlence panayırı idi.. Herkes ama
herkes gelirdi Fuar'a.. O fuarı öldürdüler, bitirdiler..