Van gezilerimde tanıdığım, çok sevdiğim, o gün bugün Van temsilcim gibi çalışan ve köşeme güzellikler ekleyen sevgili kardeşim Nuray'dan (Haytabaşı) bir mail geldi gene.. "Doğu" dediğimizde irkilir olduğumuz günlerde, bilir misiniz Van, özellikle İran'dan binlerce turist ağırlayan festival yapıyor?. Bilir misiniz, otel ve pansiyonlarında yer bulmak imkansız?. Zor.. Güzel haberleri pek sevmez bizim meslek, çünkü.. "Güneş şehri Van'dan selamlar, Hıncal Hocam.. Dünyaya nam salmış, Van Otlu Peyniri'ndeki gizem ne, merak ettiniz mi" diye soruyor, Nuray.. Van'daki çocukluğumu hatırladım.. Evimiz ilerde yamaçla yükselen ovaya bakardı. Tam da bu mevsim karlar kalkar, bir gün evvel bembeyaz ova bir sabah bakardık, yemyeşil.. Ve o ovada Van kadınları ellerinde basit aletler, ovanın daha toz yememiş, el değmemiş, üzerine basılmamış otlarını seçiyor ve topluyor.. Dünyaca ünlü Van peynirinin otları bunlar.. Karın kalktığı gün toplanmaları şart.. O otların gizemini anlatıyor, Nuray Hocam.. (Lafın gelişi değil. Van Üniversitesi'nde öğretim görevlisi Nuray..) Nefes nefese okudum.. Siz de okuyun.