En saygın Galatasaraylılardan biriydi, Duygun Hoca.. Sonra şeytana, ya da derin Galatasaray'a uydu. Onların oyununa geldi. Eline sıkıştırılan hazır liste ile seçime girdi. O listede, kimsenin tanımadığı Dursun Özbek nam zat, İkinci Başkan olarak yazılıydı. Yarsuvat, tüzükte yazılı olağan kongreye kadar 7 ay kaldı. Sonra koltuğu o Dursun'a bırakıp gitti. Tezgâh Derin Galatasaray tarafından kurulmuştu. Amaç Dursun'u Başkan yapmaktı.
Galatasaray'ın başına kimsenin bilmediği biri damdan düşemeyeceği için Duygun Hoca kullanıldı ve Dursun kulübün başına çöreklendi.
Ondan sonra da çöküş başladı. Galatasaray ekonomik olarak battı. Sportif olarak battı. Dursun durmadan yalanlar söyledi.. Riva'yı, Florya'yı sattı.
Kendisi inşaatçı ve otelciyken, Mecidiyeköy'deki Galatasaray Oteli inşaatını bitirmeyi, açmayı ve işletmeyi daha beceremedi.
"Banka faizlerinden kurtulmak için borçları azaltmamız lazım" deyip Florya'yı satmıştı. Banka borçları daha da arttı.
"Son 14 yılın hesaplarını bağımsız bir yabancı kuruma denetleteceğim" dedi. Denetletti de.. Ama açıklamadı. Kasasında kilitledi. Kendi açığı da mı çıktı, yoksa şantaj malzemesi olarak mı sakladı bilinmez.. Bu konuda hep sustu.