Körfezi geçen arabalı vapurda olanlar tüylerimi ürpertti..
Aslında olanlar değil.. Olabilecek olanlar..
İşin içinde bir de tabanca var..
Akhisar'a maça giden bir gurup Beşiktaşlı ile ayni vapurda Emre ve
yanındaki arkadaşı, eski futbolcu, Başakşehir'in yeni
görevlisi..
Önce atışma.. Küfürleşme.. Sonra Emre ile Orhan'ın arabadan inip,
kavgaya başlamaları.. İtişme, kakışma, yumruklaşma.. Ortalıkta
görünen Orhan'ın tabancası..
Düşünebiliyor musunuz?.
Ölüme varabilirdi, gerginlik.. Allah göstermesin, kimse ölmese de,
bir burun kanasaydı bile, bugün nerde olurduk?.
İpler böyle kopası gerilmişken kan çıksaydı, Beşiktaş ve Fener
kulüpleri, camiaları, taraftarları, nerde olurlardı?.
Bu ülkede bu sezon bir maç daha oynanabilir miydi acaba?.
Siz Türkiye'yi bu kadar gergin hatırlıyor musunuz?.
Herkes, ama herkes, ipin bir ucundan tutmuş germeye uğraşıyor..
Seçim var.. Siyasi liderler miting kürsülerinde nerdeyse savaş
çağrıları yapıyor..
Sporda, bitime üç hafta kalmış. Hâlâ şampiyon belli değil. Bu
heyecanın keyfini yaşayacağımıza, bir yanda kulüp yöneticileri, bir
yanda komplo teorileriyle medya işleri kızıştırmak için ellerinden
geleni, artlarına koymuyorlar..
En başta da Hürriyet.. İnanamıyorum. Mehmet Aslan'ın yönettiği
Hürriyet!..
Mehmet Aslan, en sevdiğim, en inandığım spor yazarı kardeşimdir.
Gerçek spor yazarıdır.