Gece saat on bir civarında eve döndüm. Yatmaya hazırlanırken "Ne var, ne yok" diye haber kanallarına bakmaya karar verdim. Açtım.. Sabahtan beri "Kırmızı" yazı dönüyorlar ya, adetleri üzere.. İlk geçen haberi okudum.. Altı saat önce ben evden çıkarken bu haber "Son Dakika" diye geçiyordu. Hala "Son Dakika" diye geçiyor.. "Yuh size" dedim, yattım..
Öyle öfkeliyim ki, ertesi sabah açmadım bile hiç birini.. Ofise geldim. Odama girdim. Yasemin açmış, hazırlamış her günkü gibi haber ekranını.. İster istemez baktım..
Bir gece evvel "Yuh olsun" dediğim altı saatlik haber, ertesi sabah hala ayni kırmızı yazı, ayni "Son Dakika" uyarısı ile geçmiyor mu?.
Son Dakika'nız başınızda paralansın sizi ruhsuz, saygısız, tembel, gazeteciliğin "G" sinden uzak adamlar?.
Kabahat sizde değil, sizi oraya koyanlarda..
Yahu içinizde bir tane mesleğine aşık, bir tane "Fark yaratmak" isteyen, bir tane gazetecilik yapmayı düşünen "İnsan" yok mu?.
Diyelim yok?. Yahu o kanalın yöneticileri, patronları içinde bir, tek bir kişi kendi kanalına arada sırada göz atmaz mı?. On dakika baksa görecek rezilliği.. Ama kendi kanalını izleyen sahip, ilgili, yetkili yok.. Belli..
Ondan meydan boş zaten.. Ondan "Haberciliğin H'si" yok Haber Kanallarında.. Hem de yıllardan beri.. Anlayın ilgisizliği.. Anlayın gamsızlığı.. Anlayın izleyiciyi eşek yerine koymanın ölçüsünü..