Dünden beri size yazdığım bir hafta sonu programı önerisi
aslında.. Biz yaşadık.
Harikaydı. Ayni yolu izleyebilirsiniz..
Serpil Bacı, Nazan Hocam (Ölçer) ve ben Müzede Changa'da buluştuk
öğle üzeri..
Müzede Changa, dünyanın en güzel restoran yerlerinden bir başkası..
Boğaz'ı, müzenin bahçesindeki ağaçların yeşilleri arasından
seyrediyorsun..
Yeşil ve mavi iç içe.. Peyzaja bakarken, "En büyük sanatçı Doğa'nın
ta kendisi" diyorsunuz.
Ama Müzede Changa, manzara satmıyor..
Changa bu ülkenin ilk ve belki de tek gerçek füzyon lokantası..
Füzyon fizik terimi aslında.. "Birleşme" demek. Füzyon mutfağı da
farklı mutfakların lezzetleri birleştirip, hiçbirine benzemeyen
yepyeni bir yemek yaratmanın adı. Füzyon adı altında, hiçbir şeye
benzemeyen rezillikler yapanlara çok rastladığım için uzak
dururdum.
Sonra nurlar içinde yatsın Ercan Arıklı bir gün "Yürü Changa'ya
gidelim" deyince suratım buruştu. "Boş ver patron" dedim.. "Bana
güven, seveceksin" dedi.
Sıraselviler'de kat kat bir dükkana gittik..
Ercan haklı çıktı. Changa ile öyle tanıştım.
Sıraselviler sapaydı. Ama Sabancı Müzesi terasında bir dükkan daha
açınca, hem yakına geldi, hem de, her Müze ya da The Seed Konser
Salonu ziyaretlerimde uğrak yerim oldu..
Şimdi ilk dükkan kapanmış.